Boğaçayı İçin Tehlike Çanları Çalıyor Olabilir
Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, yaşanan birçok sel felaketi sonrası etrafında yerleşim olan Boğaçayı'nda olası bir selde yaşanabilecek tehlikeleri ortaya koydu.
Boğaçayı çay yatağının çok eskiden 300 metreden 240 metreye düşürülerek 60 metre daraltıldığını açıklayan Esen, deniz suyunun içeri alındığı projenin de yanlış ve suyun önünün açılması gerektiğini belirterek, "Olası bir sel orayı götürür" dedi.
Antalya'nın ünlü sahiline ismini veren ve hem Türkiye'den hem de yurtdışından yerleşik yabancıların en çok rağbet gösterdiği ilçelerden biri olan Konyaaltı'nda belediyenin yeni hayata geçirdiği 117 dönümlük Hayat Park isimli mesire alanında, Belediye Başkanı Semih Esen ile Ekonomi Muhabirleri Derneği Antalya Temsilciliği üyeleri bir araya geldi. Esen, ilçede yaşamla ilgili hem yerli hem yabancıların yoğun talebi, yapılaşma ve kırsal alanlar, küresel ısınma ve tehditleri ile Boğaçayı'ndaki olası bir selde yaşanabilecekler hakkında soruları yanıtladı.
BAŞTA RUSLAR, YABANCILARIN GÖZDESİ
100 bini aşkın yerleşik yabancı sayısıyla Türkiye'de ilk sıralardaki Antalya'da, Konyaaltı'nın da en çok tercih edilen ilçelerden biri olduğunu belirten Semih Esen, Konyaaltı'nda ise 16 bin civarı yerleşik yabancı olduğunu kaydetti. Rusya ve BDT ülkelerinin öne çıktığını kaydeden Esen, bu ülkelerden 4 bin civarı kişinin Konyaaltı'nda yaşadığını söyledi. Bir insanın başka bir ülkede bir yeri kendisine yerleşim yeri olarak seçmesine sebep olan dinamiklere işaret eden Esen, "Bir kere kültürel oryantasyonun kolay olması, şehrin fiziksel imkanlarının çekici olması, çocukları için eğitim, kendileri için iş veya başka sosyal imkanların geniş olmasıyla alakalı. Konyaaltı'nın yabancılar tarafından tercih ediliyor olması da bu imkanların ilçede onlar için elverişli olduğu anlamına geliyor" dedi.
BİRİNCİ GÜNDEM NÜFUS ARTIŞ HIZI
İlçenin birinci gündemi ve öncelikli sorununu ise nüfus artış hızı olarak gösteren Başkan Esen, "Yeni yerleşim alanları açılırken daha hesaplı, dikkatli davranılması gerekiyor. Şu anda Konyaaltı'nda planlanmış alanların yaklaşık yüzde 90'ına yakını yapılaşmış durumda. Konut arzı başka ilçeler ve illere göre biraz daha düşük. Böyle olunca da arz talep dengesi gereği konut fiyatlarında artış olabiliyor. Konyaaltı'nda nüfus artışı kontrollü, hesap yapılarak sağlanmalı. Yoksa sonrasında birçok sorunu beraberinde getirir" diye konuştu. Eğitim ve ulaşımdan örnek veren Esen, "Eğer nüfus artış hızını kontrol altına almadan bölgede nüfusun artmasını sağlayacak planlamalar ve imar uygulamalarıyla nüfusu artırırsak sorunu doğurur, büyütür ve ondan sonra çözmeye çalışırız. Bu da yanlış olur. On yıllar sonrası hesaplanılarak bulunmuş çözümler uygulamaya konulmadan bölgede nüfus artışı yapılmamalı. Benim belediye başkanlığı anlayışım böyle. Yani boş olan her yerin imara açılması, oralarda yerleşim yapılması doğru bir şey değil. Talep olabilir, var da, bunun farkındayım" dedi.
TÜRKİYE'DE BİR TANE DAHA KONYAALTI YOK
Turizmde yüksek gelire sahip birçok Avrupa ülkesinde otel yapılabilecek birçok boş alan olmasına rağmen, turist sayısının artmasına bağlı farklı sorunları getireceği ve kaliteyi düşüreceği gibi sebeplerle otel yapılmadığı örneğini veren Esen, şöyle dedi:
"Türkiye'de bir tane daha Konyaaltı yok. Konyaaltı neden Konyaaltı'ysa, cazip bir yerse, biz o özelliklerini kaybettirmeden geleceğini inşa etmek zorundayız. Yoksa konut talebi, yerleşmek isteyen insan çok fazla ama neden bunu istiyorlar. Konyaaltı sağlıklı, huzurlu olduğu, istedikleri eğitim, ulaşım, sağlık ihtiyaçlarını bulabildikleri için. Biz bu yoğun talebin yüzde 100'ünü karşılayıp pek çok yeri imara açarsak artık insanlar Konyaaltı'nda aradıkları şeyi bulamamaya başlar. Buna sebep olmamak lazım. Belediye olarak böyle bir yaklaşım içerisinde olmayacağız."
YAYLALARA İHTİYAÇ OLACAK
Semih Esen, pandemi sürecinde özellikle Beydağları'nı içeren eskiden köy statüsündeki kırsal bölgelerdeki müstakil yapılaşma taleplerinde de ciddi artış olan ilçede, bu doğal alanların Toroslar'ın en güzel noktaları olduğunu ve Konyaaltı kırsalının asla betona boğulmaması gerektiğine dikkat çekti. Esen, Buna yarın o kadar fazla ihtiyacımız olacak ki, Konyaaltı'nda şu anda deniz seviyesi, 1 metreden 1900 metre yüksekliğe gitmemiz sadece yarım saat sürüyor. Feslikan, Harımyurt gibi birçok yayla var. Bu yaylalar bizim aslında çok büyük hazinemiz ve çok büyük ihtiyaç duyacağız. Pek çoğumuz küresel ısınma, iklim değişikliği ve yaratacağı sonuçları artık okumayı geçtik, yaşamaya başladık" dedi.
BİNALAR VE PAZAR YERLERİNE GÜNEŞ ENERJİSİ
Küresel ısınma ve bağlı olarak yenilebilir enerji kaynaklarına yönelik belediye projelerini de anlatan Başkan Esen, "Pandemi sürecinde yenilebilir güneş enerjisine dayalı projemiz bu bağlamda biraz ertelendi. Ama yakın zamanda yapacağız. En azından belediyemizin ihtiyaçlarını karşılayacak güneş enerjisi santrallerini binalarımız ve pazaryerlerimizin üstüne kurarak elektrik tüketimimizi bundan sonra yapabiliyorsak tamamen, yapamıyorsak artık ne oranda düşürebilirsek, projemiz hazır" diye konuştu.
BOĞAÇAYI YANLIŞ BİR PROJE
Karadeniz'de yaşanan sel felaketleriyle birlikte dere yataklarına yapılaşmanın da gündemde olduğu bugünlerde Konyaaltı'nda Boğaçayı'nda deniz suyunun içeri alındığı proje ve olası bir selde taşkın tehlikesi konularında da değerlendirmede bulunan Başkan Esen, Boğaçayı'nın doğru bir proje olmadığını ve doğaya karşı yapılmış bir proje olduğunu kaydetti. Esen, "Doğanın doğal akışını, doğal hareketini engelleyen herhangi bir şey uzun vadede başarılı olmuyor, bunu yaşayarak görüyoruz" dedi.
ÇAY YATAĞI ÇOK ESKİDEN DARALTIMIŞ
Boğaçayı'nın hikayesinin bugün başlamadığına dikkati çeken Başkan Semih Esen, Boğaçayı'nın yakın tarihten çok daha eski bir hikayesi olduğunu açıkladı ve şöyle konuştu:
"Bir kere Boğaçayı'nın çay yatağının 60 metre daraltıldığı zamana dayanır. Bu doğru bir şey değil. Boğaçayı'nın çay yatağı bundan 10 yıllar önce 60 metre kadar daraltıldı. Şimdi siz çay yatağını daraltabilir, kenarına çok güzel duvarlar yapabilir, çiçekler ekebilirsiniz ama su sen burayı gösterdin diye oradan gitmez. O yüzyıllardır gittiği yerden gider. Bir kere Boğaçayı'na böyle bir şey yapılmış ve 60 metre daraltılmış zamanında. 300 metreden 240 metreye, çok çok daha eski. Doğaya böyle zorlamalar yaparsanız olmaz."
SUYUN ÖNÜNÜN AÇILMASI LAZIM
Geçen sene kurak bir sene olduğundan çok yağmur olmadığını, önceki sene de zaten projenin yeni uygulandığını dile getiren Esen, şöyle devam etti:
"İnşallah hiç kimsenin canına mal olmayacak şekilde proje hayatta kalır ama öyle tahmin ediyorum ki kısa zaman içerisinde doğa verdiğini geri alır oradan. Olası bir sel orayı götürür. Şu an sürekli gündemde, diyorlar ki "Boğaçayı kokuyor, şu var, bu var." Ama o gelen sularla ağza biriken rusubat, taş, kum, çakıl birikmemesi, denize akması lazım. Akamıyor neden, kapatıldı önü. Bir hesap yapmışlardı, o suyun içerisinde o taş, rusubatın birikmemesi ve 2-3 metre su derinliği görüntüsünü sağlayabilmek için oraya gelen taş ve rusubatı her sene binlerce kamyonla taşımak gerekiyormuş. Çözüm noktasında orada o suyun önünün açılması, o suyun gitmesi, oraya taş, çakılın birikmemesi lazım, birikmesi ciddi bir problemdir. Hem Büyükşehir hem Konyaaltı Belediyesi kimin ne dediğine bakmaz o sıkıntıyla halkı baş başa bırakmaz ve gerekeni yapar yakında, merak etmeyin."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.