Bayramda Dinlenmemiş Etten, Şerbetli Tatlıdan Ve Abartılmış Kahvaltı Sofralarından Uzak Durun!
Özel günlerin bir araya gelmekteki en keyifli hali, birçok insan için şüphesiz kalabalık sofralarda toplanmaktır. Fakat bu keyifli toplanmalar ve şenlikli masalar, özellikle bayram gibi özel günlerde pek de masum olmayabiliyor.
Dünyanın her yerine nam salmış ‘kuş sütü’ eksik kahvaltı masalarımız, peşinden gelen şerbetli tatlılar ve kurban bayramı geleneği et’lerin bolca yer aldığı sofralar, Kurban Bayram’ı için azami özeni gerektiren yeterli nedenler oluyor.
Kurban Bayramı yaklaşırken, İslam aleminin de bayramını kutlayan Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, özellikle mevsim normallerinin üstündeki sıcaklıklara dikkat çekerek; “Gerek havaların sıcaklığı gerekse kültürümüzdeki misafir ağırlamaya verilen önem, bizi birtakım sindirim sorunlarıyla karşı karşıya getirebilir. İkramı geri çevirmek değil ama ikram edilenin yarısıyla yetinip tadımlık ölçüde tüketmek, bol su içmek, sabah erken veya akşam güneşin çekildiği saatlerde kısa yürüyüşler yapmak, varsa alınan ilaçları aksatmamak, aşırı tuzdan kaçınmak gibi önlemleri bayramı daha keyifli geçirmemizi sağlayacaktır.” dedi.
Türk Böbrek Vakfı Diyetisyeni Gökçen Efe Aydın, kurban bayramı ve özel günlerde kontrolsüz beslenmeden kaçınmak için alınması gereken tedbirlere dikkat çekiyor. TBV Diyetisyeni Gökçen Efe Aydın: “Bu gibi özel günlerde artan şeker ve tatlı tüketimine eklenen dikkatsiz et tüketimi, özellikle böbrek hastalıkları, obezite, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kalp-damar hastalığı olan kişilerde farklı problemlere zemin oluşturabiliyor.
Etlerin sindiriminin zor olduğu ve bazı noktala dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Aydın: “Kesilen etler hemen tüketilmemeli, biliyoruz ki bazı yörelerde etler kesildiği gibi ocağa konulup sofraya getirilebiliyor. Sertliğinin gitmesi açısından 24 saat dinlendirilmesi oldukça önemlidir. Aksi durumda sindirim zor olacağından özellikle mide rahatsızlığı olan kişilerin sıkıntı yaşaması kaçınılmaz olur. Ayrıca etler pişirilirken yağsız tarafları tercih edilmeli, kızartma ve kavurma yerine haşlama, fırında pişirme veya ızgara tercih edilmelidir. Haşlarken az su kullanılmalı ve suyu dökülmemelidir. Izgara yapılacaksa etin üzerinde kömürleşmiş bir katman oluşturmamak için et ve ateş arasında uygun mesafenin olması da son derece önemlidir. Zoonoz olarak adlandırılan ve hayvanlarda görülen bazı hastalıklar, etler çiğ veya az pişmiş tüketildiği insanlara geçebilir. Bu nedenle etler iyi pişirilerek tüketilmelidir. İlave yağ konulmadan kendi yağında pişirilen etleri sebzelerle pişirmek veya etlerin yanında yeşil salata yemek besin çeşitliliği açısından önemlidir. Etlerde bulunmayan C vitamini bu şekilde vücuda alınabilir” dedi.
“ETLERUYGUN KOŞULLARDA MUHAFAZA EDİLMELİ”
“Etler saklanırken büyük parçalar yerine porsiyonluk olarak ayrılmalı, buzdolabı poşetlerine veya yağlı kağıtlara konularak saklanmalıdır. Bu şekilde buzlukta (-18 derecede)uzun süre saklanabilir. Tüketilecek etler buzdolabında çözdürülmeli ve çözülen etler tekrar dondurulmamalıdır. Etleri oda sıcaklığında ve açıkta çözdürmek kolayca bozulmasına ve zararlı hale gelmesine neden olabilir.
Güne, her zaman olduğu gibi bayramda da kahvaltı ile başlamanın önemi vurgulayan TBV Diyetisyeni Gökçen Efe Aydın: “hamur işleri ve kızartmaların yer aldığı kahvaltılar yerine; peynir çeşitleri, yumurta, zeytin, salatalık, domates gibi sebzeler, yeşillikler ve tam buğday ekmeği kahvaltı için sağlıklı bir seçim olacaktır. Ziyaretlerde şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıların aşırıya kaçılmadan tercih edilmesi, metabolizma hızının dengede olması için 2-2,5 litre su tüketmeye dikkat edilmesi fiziksel aktiviteden uzak durulmaması ve akşam geç saatlerde yemek tüketilmemesi de sağlık bir beden için olmazsa olmazlardır” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.