Pink Floyd'un Bas Gitaristi Roger Waters 'The Dark Side Of The Moon' Çekimlerine Başladığını Duyurdu!

Pink Floyd'un Bas Gitaristi Roger Waters 'The Dark Side Of The Moon' Çekimlerine Başladığını Duyurdu!

Pink Floy'un ünlü gitaristi Roger Waters, 'The Dark Side Of The Moon' Çekimlerine başladığını duyurdu. Waters, çalışmasından bir kesit paylaştı. İşte ayrıntılar...

Dünyaca ünlü Pink Floyd müzik grubunun bas gitaristi Roger Waters, 'The Dark Side Of The Moon' için çekimlere başladığını açıkladı. Pink Floyd hayranları için sevindirici haberi veren Waters, çalışmasından bir kesit paylaştı. 

roor.jpg

ROGER WATERS'TAN 'THE DARK SİDE OF THE MOON' PAYLAŞIMI

Dünyaca ünlü gitarist Roger Waters'ın yeni çekimlerine başladığını belirttiği 'The Dark Side Of The Moon' 1 Mart 1973 çıkışlı bir Pink Floyd albümü olarak kayda geçmişti. Şimdi ise Waters'ın yeni çekimlerini yapması Pink Floyd hayranlarını sevindiren bir paylaşım oldu. Grubun 2015'te David Gilmour'un Classic Rock'a verdiği röportajda Pink Floyd'un resmen sona erdiğini belirtmesi ile müzik severler için üzücü bir haber olarak Pink Floyd devri kapanmıştı. 

PİNK FLOYD NE ZAMAN KURULDU?

1964-65 yıllarında kurulan Pink Floyd, vokalde Syd Barret, davulda Nick Mason, vokalde ve klavyede Richard Wright ve bas gitarda, vokalde Roger Waters'ın katılımıyla kurulmuştu. Üniversite öğrencilerinin kurduğu grupta, Roger Keith "Syd" Barrett gruptan ayrılana kadar Pink Floyd'un şarkı sözü yazarı ve solistiydi. Resim üzerine de eğitim alan Barret, 10 seneden daha az bir zamandır ilgilendiği müzikte çığır açmıştı.pink.jpg

ppink.jpg

YETENEĞİYLE HAYRAN BIRAKTIRAN GRUBUN İSİM BABASI "SYD BARRET" 

Pink Floyd, çıkış sürecinde Londra underground mahfillerinde dikkat çekerek fark edilmeye başlamışlardı. UFO adlı müzikhol'de sahne alan grup, daha geniş bir kitleye hitap etmeye başlamıştı. Yeteneğiyle hayran bıraktıran Syd Barret, rahatsızlığı sebebiyle gruptan ayrıldıktan sonra yerine David Gilmour gelmişti. Grubun hem isim babası hem de büyük bir çıkış yakalamasını sağlayan kişiydi. Grubun saykodelik türündeki ilk albümünü Syd Barret yazmıştı. Ayrıca grubun ismini iki Blues gitaristinin ismini birleştirerek vermişti.

Barret'tan sonra progresif rock'a dönüş yapan Pink Floydi solist olarak David Gilmour ile yollarına devam etmişti. Syd Barrett'in uzun bir süre boyunca ortadan kaybolması ve eski arkadaşları tarafından fark edilmemesi, onun yaşadığı değişimi ve içinde bulunduğu zor durumu gözler önüne serer. Grup üyelerinin Syd'i tanıyamamaları, onun fiziksel değişiminden ve yaşlanmış görüntüsünden kaynaklanıyordu. Zira uzun süreli bir izolasyon sürecinden sonra eski arkadaşlarına karşı farklı bir görünümdeydi. Waters'ın onu bir görevli sanması ve Wright'ın onun Waters'ın arkadaşı olduğunu düşünmesi, Syd'in hayatındaki dönüşümünün diğer üyeler tarafından da fark edilmediğini gösterdi.

ssy.jpg

SYD'İN DEĞİŞİMİ 

Syd'in stüdyoya geldiği gün, grup için duygusal bir an oldu. Onun son mikslerini yaptıkları yeni şarkıyı dinlemesi ve kısa ve basit bir yorumda bulunması, Syd'in müzikal yeteneğine dair hala bir şeylerin olduğunu göstermişti. Ancak, Syd'in belirgin değişimi ve beklenmedik şekilde ortadan kaybolması, onun içinde bulunduğu zorlu durumu ve mücadelelerini yansıtıyordu. Syd'in Pink Floyd'u ziyaret ettiği dönemde albüm çalışmalarının durmuş olması ve Waters'ın bir konseptle gelmesi, grup için yeni bir ilham ve yol gösterici oldu. Pink Floyd'un müzikal ve duygusal bir yolculuğunda önemli bir dönüm noktası olan bu ziyaret "Wish You Were Here" albümünün oluşumunda etkili olmuştu. Ocak 1975'te stüdyoya giren Pink Floyd'un yeni albümü, yabancılaşma ve yozlaşmış müzik endüstrisinin eleştirisi gibi temaları içeriyordu. Ancak, albümün asıl konsepti, grubun eski üyesi Syd Barrett'tı.

ssyydd-001.jpg

siyasi.jpg

SYD BARRET'A İTHAF EDİLEN "SHİNE ON YOU CRAZY DİAMOND"

Albümün konseptine dair yaşanan zorluklara rağmen, Pink Floyd müzikal açıdan yeteneklerini ortaya koyuyordu. Syd Barett'tan sonra gruba gelen David Gilmour, 1974'te bir turne sırasında bulduğu dört notalık küçük bir ezgiyi Roger Waters'a gösterdi ve Waters'ın beğenisini kazandı. Waters, bu ufak ezgi üzerinden uzun ve enstrümantal bir beste yapma fikriyle albümün odak noktasını oluşturmayı düşündü. Ancak Gilmour, parçayı albümün diğer şarkılarının arasına yerleştirme konusunda karşı çıksa da grubun genel kararı bu yönde oldu.

Roger Waters, bu uzun enstrümantal şarkıyı ve genel olarak albümü, Syd Barrett'ın ayrılığının ardından hissedilen boşluğun kaçınılmaz ve anlatılmaz melankolisini dışa vurmak için bir fırsat olarak gördü. Gilmour, o notalara gitarda ilk bastığında bu boşluğu hissetmişti ve şarkı, tam da bu boşluğa ithaf edilmişti. Sözler olmadan, duyguların ve müziğin anlatıcı olduğu bu eser, Pink Floyd'un bu dönemdeki duygusal yolculuğunu yansıtıyordu.

craz-001.jpg

Şarkının ismi, Syd Barrett'ın lakabı olan "Crazy Diamond"dan esinlenerek "Shine On You Crazy Diamond" olarak belirlendi. Bu uzun enstrümantal şarkı, albümün ana temasını oluştururken, aynı zamanda Syd Barrett'ın müziğe ve grup üyelerine olan etkisine bir saygı duruşu niteliğindeydi. Pink Floyd'un "Shine On You Crazy Diamond" şarkısı, büyük çoğunluğu enstrümantal olan ve toplamda 13 dakika 31 saniye süren bir eser olarak hazırlanmıştı. Şarkının ilk iki bölümünde, grup üyelerinin uzun süre üzerinde çalıştığı ancak sonradan vazgeçtikleri bir fikrin küçük bir örneği görülüyor. Grup üyeleri, tamamen ev eşyaları kullanarak "Household Objects" adını verdikleri deneysel bir projeyi gerçekleştirmeye çalışmışlardı. Bu projede, içlerinde farklı miktarlarda su bulunan kadehleri kullanarak şarkının giriş sekansını elde etmişlerdi.

elbar.jpg

Şarkının ikinci bölümünde, şarkının kıvılcımını yakan dört notalık ezgi yer alıyor. Üçüncü bölümde ise David Gilmour'un kulakların pasını silen büyüleyici bir solo performansı bulunuyor. Dördüncü bölüm ise yaklaşık 2 buçuk dakika süren ve dokuzuncu dakikaya doğru başlayan sözlü kısımdır. Bu kısımda yer alan dizeler tamamen Syd Barrett'a ithaf edilmişti. Beşinci ve son bölümde ise bir bariton saksafon solosuyla birlikte şarkı sönerek albümün ikinci parçasına bağlanır. Şarkı, Syd Barrett'ın etkisiyle şekillenen ve grubun duygusal yolculuğunu yansıtan bir anlatıya sahip. Pink Floyd'un bu önemli eseri, hem müzikal yeteneklerini hem de Syd Barrett'a olan saygılarını bir araya getirerek dinleyicilere unutulmaz bir deneyim sunuyor.

ssys.jpg

DİNLEYİCİLERİ ZAMANIN ÖTESİNE GEÇİREN "WİSH YOU WERE HERE"

"Wish You Were Here" şarkısı, Pink Floyd için unutulmaz ve özel bir parça olarak albümde yer aldı. Bu şarkı, Syd Barrett'ın yokluğunun ve onunla geçmişte paylaşılan anıların kederini taşısa da grup üyeleri bu duygusal bağlamın yanı sıra şarkının daha geniş bir anlam taşıdığını ifade ediyor. Şarkının sözleri, kayıp bir arkadaşa, sevgiliye veya ayrı düşülen bir sevdiklerine olan özlemi ifade ediyor. Bu nedenle "Wish You Were Here", dinleyiciler için farklı anlamlar taşıyan ve herkesin kendi deneyimlerine uygun bir şekilde yorumlayabileceği bir şarkı olarak dinleyicileriyle buluşuyor.

Parçanın güçlü melodileri, etkileyici enstrümantasyonu ve duygusal vokalleri, Pink Floyd'un müzikal yeteneklerini ve ustalığını gösterirken, şarkının dokunaklı sözleri de dinleyicilerin kalplerine dokunmayı başarıyor. "Wish You Were Here", zamanın ötesine geçerek müzikseverlerin hafızasında ve kalbinde yer edinen bir klasik haline gelmiştir. Syd Barrett'ın yokluğunun yanı sıra, hayatın karmaşıklıklarına, yalnızlığa ve özleme dair duygulara hitap eden bu eşsiz şarkı, Pink Floyd'un mirasının en değerli parçalarından biri olarak tarihe geçiyor.

ppinkk.jpg

YENİLENEN ÇEKİMLERİYLE 'THE DARK SİDE OF THE MOON' 

Dark Side Of The Moon, Pink Floyd'un en çok satan albümlerinden biri olarak kayda geçti. Rick Wright ise, "Ondan önceki her albüm bu albüm için atılan birer adımdı, kayıt tekniklerini ve yazma yetimizi her seferinde biraz daha geliştirdik. Kayıt öncesi bir araya gelip hazırlanabileceğimiz mekânlar bulmak için Britanya’nın ‘karanlık taraf’ını turladık." ifadelerinde bulundu. Roger Waters ise yeniden çekimlerine başladığı "Dark Side of The Moon" için Şubat ayında The Telegraph'a albümle ilgili konuşmasında, "The Dark Side of the Moon'u ben yazdım. Şu 'biz' saçmalığından kurtulalım. Tabii ki bir gruptuk; 4 kişiydik, hepimiz katkıda bulunduk. Ama bu benim projem ve ben yazdım, yani gerisi hikaye." şeklinde belirtmişti. İlk kısa kesiti ise 1 Mart Çarşamba günü yayınlamıştı. 28 Temmuz'da Waters'ın YouTube'de yayınladığı "Introducing The Dark Side Of The Moon Redux by Roger Waters" başlığı ile yeni videosu ise şimdiden binlerce kişi tarafından izlenmeye başladı. 

syd-barrett-with-pink-floyd2000x1500.jpg

barret.jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler