Son Dakika! Prof. Dr. Naci Görür, Diyarbakır ve Antalya Depremini Yorumladı
Bugün Diyarbakır ve Antalya depremlerinin art arda olması ile halkta paniğe yol açtı. Halk TV'ye konuşan Prof. Dr. Naci Görür'den iki depremle ilgili açıklamalar geldi. İşte detaylar...
AFAD verilerine göre, bugün saat 15.25'te Diyarbakır'ın Hani ilçesinde meydana gelen depremin büyüklüğü 4.2 olarak kaydedildi. Depremin merkez üssü Gazipaşa olan bir başka deprem de Antalya'da gerçekleşti ve büyüklüğü 4.5 olarak duyuruldu. Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, Halk TV canlı yayınında depremlerle ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
DİYARBAKIR'IN ARDINDAN ANTALYA
Diyarbakır'daki depremin ardından Antalya'nın Gazipaşa ilçesi açıklarında da saat 16.16'da 4.5 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) internet sitesinde yer alan bilgilere göre, depremin merkez üssü Gazipaşa ilçesi açıkları olarak belirlendi. 4.5 büyüklüğündeki deprem, saat 16.16'da meydana geldi ve Gazipaşa'ya 99.07 kilometre mesafede gerçekleşti. Depremin odak derinliği ise 12.44 kilometre olarak kaydedildi.
PROF. DR. NACİ GÖRÜR'DEN AÇIKLAMA
"Ben bu bölgede bu nitelikli depremler olursa bizi şaşırtmayacağını daha önce ifade ettim. Son derece doğal. Şimdi Doğu Anadolu bölgesi Arap levhasında Bitlis-Zagros dağ kuşağıyla ayrılıyor. Arap levhası sürekli olarak kuzeye doğru hareket ediyor Avrasya'ya doğru. Arada da Doğu Anadolu bölümü var. 6 Şubat depremleri olunca da Arap levhası kuzeye doğru 7 - 7.5 metre atılmıştır, Doğu Anadolu'yu daha da sıkıştırmıştır. Adıyaman - Hakkari arasında zaman zaman sıkışma kökenli depremler olursa pek şaşırmam. Bunların bu aralar sık görülmesinin nedeni 6 Şubat depremleridir. Bu depremler sağa sola belli yerlere stres transfer etmek suretiyle dengesini, stres alanını değiştirdiler.
Doğu Anadolu fayının olduğu bölgede oraya yakın alanlara Adana Havzası, Kayseri, Adıyaman, Hakkari arasında buralarda bir takım hareketler olabilir. Şuralarda şu büyüklükte deprem olacak demiyoruz, uyarıyoruz. Maraş depremlerini senelerce uyardık, sonucunu da gördük işte.Bunlar daha büyük 7 ve üzeri depremler üretebilir. En son 2011 Van depremi mesela. Faylar hareket ettikçe bloklar yılda tektonik olarak bizim hissetmeyeceğimiz derecede harekete maruz kalırlar. Diyelim ki bugün deprem oldu, tekerrür periyodu 500 sene ise biriktirecek, sonra yine deprem olacak."
"ŞARTLARI GÖRÜYORUZ"
"Kuzey Anadolu fayının kuzey kolu Marmara Denizi'nden geçiyor. Bunun GPS yöntemiyle, uzaydan ölçüm yöntemiyle yılda 2.5 santim bu fayın hareket ettiği biliniyor. Anadolu'nun büyük kısmı bir yılda 2.5 santim Yunanistan'a yaklaşıyor. Deprem bu hareketin takılıp kaldığı yerde oluyor. 160 km uzuluğunda, bıçakla kesilmiş gibi değil. 20 km ne topografya var. 2.5 santim hareket ettiğinde bile fayın bir kısmı bu harekete direniyor.Takıldığı yerde stres birikiyor. biriken stres ne zaman ki sürtünme kuvvetini aşıyorsa orada pat diye deprem oluyor. Biz fayda ne kadar stres biriktiğini aşağı yukarı biliyoruz. Nasıl ki Maraş'a bağırdık, Elazığ'ı uyardık. Şartları görüyoruz.
Tekerrür periyodunu tarihi depremlerden biliyoruz.1999 depreminden sonra söyledim. İstanbul'un dışında Marmara bölgesi, Erzincan Karlıova arası Yedisu fayı üzerinde, Karlıova-Bingöl arası ve Elazığ-Malatya arası Maraş-Hatay. Ve bu Doğu Anadolu'yu bölümlere ayırmasak bile Elazığ'dan Hatay'a kadar olan bölge, Maraş'ı muhakkak söylüyorduk. Ben Elazığ depremi geliyor diye 2003'ten itibaren bağırmaya başladım. İzmir yarımadasında ciddi faylar var. Bölgede önemli ölçüde fay atımları olduğu için bölgede faylarda stres alanlarında değişimler olmuştur."
"KÜÇÜK FAY BÜYÜK DEPREM ÜRETEMEZ"
"7 Şubat'ta ben Adana ve İskenderun yöresine dikkat edelim demiştim. Deprem büyüklüğü de stresi transfer ettiğin zaman deprem oluşturacak fay boyutu nedir o önemli. Küçük fay öyle büyük deprem üretemez. Adana'da genelde çoğu zaman gördüğümüz aletsel dönemde bile büyük ölçüde 6'lar mertebesinde deprem var. Adana'da beklediğim deprem 6'lar mertebesinde olur. Diyarbakır'a kadar böyle büyük, yıkıcı deprem beklemiyorum. Oraya yakın olabilecek bir deprem de orayı etkiler ama bu komşunun depremi olur. Diyelim Kayseri'nin orada olan faylar vardır. Son depremlerden sonra orada da bir takım stres alanı değişimleri olmuş olabilir.
Antalya dikkatli olmalı. Her yere gökdelen dikmemeli. Bugün fay kuşaklarının hemen hemen her yerinde yer bilimlkeri fakülteleri var. Devletin o adamları el üstünde tutuması lazım. Çocuklar işin parasını bulabilmek için neler yapıyorlar. Devlet örgütlü olarak yer bilimleri bölümünü, ciddi projeler vermek suretiyle MTA'yı bizzat görevlendirerek biz artık Türkiye'de canlı fayların ne büyüklükte deprem üretebilir, ona yakın yerleşim alanlarının ne kadar etkileniri belge belge ortaya koymamız lazım.
Türkiye devletinin en önemli projesi olması gerekirken, biz DPT ve TÜBİTAK'a proje verdiğimizde reddettiler. Dediğimzi şuydu: Doğu Anadolu fayı uyanacak. Bu dediğim 2010'da... Bu fay çalışırsa çok büyük yıkıma neden olur. Desteklerseniz depremlerin büyüklüğünü hesaplayacağız dedik, reddettiler. Ben Maraş'a deprem geliyor dediğimde halkım duymadı mı? Bir gün gördün mü halkın yerel yönetimlerden can güvenliğini talep ettiğini... Bugün olmaz yarın bir uyanırız depremle canlarımızı yitirmişiz. Şu depreme karşı hep birlikte olalım. Halk talep ederse bu iş olur." ifadelerine yer verdi.
"DIŞARIDA KALAN İNSAN NEREYE GİDECEK?"
Prof. Dr. Naci Görür, deprem sonrasında gelişecek duruma dikkat çekerek, "Güneydoğu'ya dönüp bakalım. Benzer şeyler, daha da kötüsü İstanbul'da yaşanacak. Bu 11'in toplamından daha kötüsü diyorum. Nüfus, bina yoğunluğu, çarpık kentleşme, plansız büyüme, hesapsız kitapsız gelişim Marmara'da var. Deprem olduğunda bir bina yıkılsın, bak gör ne muazzam toz bulutu çıkıyor. Deprem olduğunda bir dakika içinde binlerce binanın aynı anda yıkılması nedeniyle gökyüzündeki toz dumanı düşünün. İstanbul'daki sokakları düşünün. Ulaşımı düşünün. İstanbul'da bir çok yerde parlayıcı, patlayıcı madde var, onu düşün.
Dışarda kalan insan nereye gidecek, ulaşım olacak mı, hastaneler ayakta kalacak mı? İstanbul'da çok büyük bir kaos olur. Kolay kolay yardım gelir mi gelmez mi onu düşünmek lazım. İtfaiye, ambulansın ne kadar çalışacağını bilmiyoruz. En önemli hazırlık bir kenti depreme hazırlamak için deprem gelmeden önce o kentin zaafiyetlerini gidermek en akıllıca, en ekonomik yoldur. Bilim insana halk dalkavukluğu yapmaz."dedi.
"CELAL KENDİ ÜLKESİNE İNSANINA HİZMETTEN KAÇMAZ"
"Celal daha genç bir öğrenciyken bizzat ABD'den alıp gelen benim. Çok yakın arkadaşım. Celal kendi ülkesine, insanına hizmetten kaçmaz. Kaçsaydı yurtışında en beğendiğin profesör olurdu, almak için kuyruğa girerdi. Ama Celal gitmedi bak. Uyan diye o çıkışı yaptığını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.