Antalya'da, koronavirüs salgınına neden olduğu ileri sürülen 5G teknolojisini yaygınlaştırmaya çalıştıkları gerekçesiyle Microsoft ve Huawei'ye açılan davanın görülmesine başlandı.

Antalya 1. Tüketici Mahkemesi'nde açılan davanın dilekçesinde, uluslararası araştırmalara göre, Huawei P40 ve Microsoft/Nokia'nın yaptığı anlaşmalar ve elde ettikleri teknolojiyle, insan sağlığının bozulmasına neden olan ve koronavirüs salgınının ortaya çıkmasına yol açan asıl nedenin, 5G teknolojisi olduğunun belirlendiği kaydedildi.

ABDURRAHMAN DİLİPAK'IN YAZISI
5G teknolojisi kullanımının COVID-19 salgınına sebep olduğu veya en azından salgında rol aldığı, bu teknolojiyi kullandığı ve katkı sağladığı iddiasıyla Microsoft ve Huawei'ye yönelik davanın görülmesine başlandı. İlk duruşmaya, şirketlerden davacı olan Muammer Karabulut ve avukatı ile Microsoft ve Huawei'nin avukatı katıldı. Duruşmada, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'nun yazısı ile gazeteci- yazar Abdurrahman Dilipak'ın asli müdahillik talebi dosyaya eklendi.

ENGELLEME TALEBİ
Davacı Karabulut'un dava dilekçesinin okunduğu duruşmada, 5G teknolojisi kullanımının COVID-19 salgınına sebep olduğu ve bu salgında önemli rol aldığı belirtildi. Bu teknolojiyi kullanan ve katkı sağlayan Microsoft ve Huawei şirketleri Türkiye temsilcilerinin insan sağlığını hiçe saydığı kaydedilen dilekçede, 5G ile ilgili sistemlerin kurulması ve reklam yapılmasının engellenmesi talep edildi.

Huawei vekili Refik Güner ise ülkede 5G kullanımı için henüz bir yetkilendirme yapılmadığından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığını ifade etti.

Microsoft avukatı Hüseyin Yazar ise şirketin, tüketicilere böyle bir hizmet sunmadığını, ne Türkiye'de ne de yabancı ülkelerde gerçekleştirmediğini söyleyerek, davanın reddine karar verilmesini talep etti.

Mahkeme hakimi, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na yazı yazılarak, 5G teknolojisiyle yapılan bilimsel çalışmaların ülkedeki durumunun sorulması ve delillerin toplanması için duruşmayı erteledi.

Duruşma sonunda açıklama yapan Muammer Karabulut, bu davanın dünyada bir ilk olduğunu ve emsal değeri taşıdığını ifade etti. Karabulut, bu davanın olumlu sonuçlanması halinde adı geçen firmaların ürünlerinin Türkiye'den toplatılacağı ve COVID-19'dan zarar görenler için de tazminat yolunun açılacağını sözlerine ekledi.