7 Gündür Bitmeyen Dram
ANTALYA'nın Manavgat ilçesindeki orman yangınları, 7'nci gününe girdi. Manavgat yangını ilçenin batısında Beydiğin, Sırtköy, Çardak ve Kızıldağ mahallelerinde sürüyor.
Doğuda Gebece ve Ahmetler mahallerindeki yangın kontrol altına alındı, fakat soğutma çalışmaları yapılamadı. Gündoğmuş'ta ilçe merkezinin tahliyesine neden olan yangın ise merkezden uzaklaştı, sarp arazide devam ediyor.
Antalya'nın Manavgat ilçesinde 28 Temmuz günü saat 12.05'te 4 farklı noktada başlayan orman yangınları, 7'nci gününe girdi. Manavgat'a sınır ilçeler Akseki, Gündoğmuş ve Alanya'nın bazı mahallelerine de sıçrayan yangında, 7 kişi yaşamını yitirdi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu bölgedeki söndürme çalışmalarını koordine ediyor.
Manavgat yangını ilçenin batısında Beydiğin, Sırtköy, Çardak ve Kızıldağ mahallelerinde sürüyor. Dün öğleden sonra Beydiğin ve Sırtköy mahallelerinde etkili olan yangın, akşam saatlerinde büyük bir ormanlık alanı yok ederek Kızıldağ Mahallesi'ne ulaştı. Havanın kararmasıyla birlikte vatandaşlar, yangının önünü kesmek için iş makineleri ve elektrikli testerelerle ağaç kesimi yaparak, yangının geleceği bölgeyle yerleşim merkezi arasında tampon bölge oluşturmaya çalıştı.
ENERJİ SANTRALİ YANGINDA KALDI
Yangın bölgesinde bir kadın 8 ineği ile yavrularını kurtarmak için yangın bölgesinden çıkarırken, bir kadın da kucağında "Boncuk" adlı köpeği ve ailesiyle birlikte evini terk etmek zorunda kaldı. Dağlık ve etrafı tamamen ormanlık olan Kızıldağ Mahallesi'ndeki bütün evler tahliye edildi. Bölgede 4 milyon euroluk güneş enerji santrali de yangın içerisinde kaldı. Rüzgarın da etkisini sürdürdüğü yangın bölgesinde söndürme mücadelesi gece boyunca karadan devam etti.
RAFTİNG MERKEZİNİ TEHDİT
Kızıldağ Mahallesi'ndeki ormanlık alanları da yok eden yangın Çardak'a doğru ilerlerken, dünyaca ünlü rafting merkezi Beşkonak bölgesini de tehdit etmeye başladı. Beşkonak'taki Köprülü Kanyon'da bulunan rafting işletmecileri işletmelerini kapatıp, faaliyetlerini durdurarak tüm çalışanlarıyla birlikte yangının önünü kesebilmek için bölgeye geldi. Raftingcilerin içinde Sudan, Gine gibi Afrika ülkeleri ve bazı Avrupa ülkelerinden Antalya'ya üniversite eğitimi için gelip yaz döneminde çalışan öğrenciler de bulunuyor. Rafting çalışanları ellerinde kazma, kürek, elektrikli testere ve baltalarla yangının Taşağıl, Beşkonak bölgesine ilerlemesine engel olmak için Çardak ve Kızıldağ ile Beydiğin aralarındaki bölgelerde iş makinaları ve bölge halkının da tampon bölgeler oluşturduğu çalışmalara katıldı.
'SAĞLIK OLSUN TÜRKİYE'
Bölgedeki rafting işletmecilerinden Bekir Ünal, "İşletmelerimizi üç gündür kapattık. Yangın bölgesine hem su ve erzak hem fiziksel olarak yardımda bulunuyoruz. Şu anda tampon bölge oluşturuyoruz, yanımızdaki çalışan personelleler ile birlikte bölgede çalışıyoruz. Yangınla mücadeleye faydamız olsun. Sudan, Gine ve Avrupa'nın farklı ülkelerinden gelen arkadaşlarla yangına yardım ediyoruz" dedi.
Tampon bölge için kesilen ağaçların taşınmasına yardım eden Kamboçya'dan gelen üniversite öğrencileri Muhammed Osman ve Ömer Culla, öğrenci olduklarını belirterek, "Yangın çıktı, bu durumda bırakmayacağız, yardım edeceğiz, elimden geleni yapıyoruz. Sağlık olsun Türkiye" diye konuştu.
Manavgat'ın doğusundaki Gebece ve Ahmetler mahallelerindeki yangın ise dün akşam saatlerinde kontrol altına alındı, ancak soğutma çalışmaları yapılamadı.
GÜNDOĞMUŞ YANGINI SÜRÜYOR
Gündoğmuş ilçesindeki orman yangınını söndürme çalışmalarına gece de devam edildi. Karadan yapılan müdahaleye sabahın ilk ışıklarıyla birlikte havadan da destek verildi. Ortakonuş Mahallesi'ndeki ormanlık alanda başlayan, Senir Mahallesi ve çıkışındaki Ümütlü Mahallesi'nde devam eden yangın dün ilçe merkezini tehdit edince 2 bin 100 nüfuslu Gündoğmuş tedbir amaçlı boşaltıldı. Yoğun hava müdahalesi sonrasında ilçe merkezine yaklaşan alevler söndürüldü. Rüzgarın etkisiyle anlık olarak bazı bölgelerde etkili olan yangın, ekiplerin yoğun çabasıyla kısmen kontrol altına alındı. Ekipler, yangın olan bölgelerde söndürme çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.
YANAN AĞAÇLARA BAKINCA GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
Manavgat'ta 7 gündür devam eden yangında birçok mahalle ve yerleşim yeri yandı. Yangının ilk başladığı noktalardan olan ve neredeyse tamamı yanan Kalemler Mahallesi'nde yaşananlar ise yürek burkuyor. Yangın sırasında eşi Mehmet Yılmaz ile mahalledeki evlerinde bulunan Gül Yılmaz, canlarını zor kurtardı. 8 yıl önce pankreas kanserine yakalanan, aynı zamanda diyabet, astım hastalıkları olan ve çeşitli hastalıklar nedeniyle bir dizi ameliyat geçiren Gül Yılmaz, hastalıklarına iyi geleceğini düşündüğü için ormanın içindeki evlerini tadilat yaptırıp yerleşti. Ancak Gül Yılmaz, mutluluğunun geçen hafta çıkan yangınla son bulduğunu ifade etti.
Alevlerin evlerinin önüne kadar geldiğini fark eden Yılmaz çifti, araçlarına binip ayrıldı. Yangında evlerinin bir bölümü zarar gören Gül Yılmaz, şimdi de kesilen elektrikle ilgili sıkıntı yaşıyor. Diyabet nedeniyle günde 4 kez kullanmak zorunda olduğu, soğukta beklemesi gereken iğnelerini elektrik olmadığı için evinde tutamıyor. 8 kilometre uzaklıktaki bir markete iğnelerini bırakan Gül Yılmaz, günde 4 kez gidip geliyor, buz bulabilirse de evindeki straforun içinde bir gün iğnelerini soğukta bekletiyor.
'ATEŞLERİN İÇİNDE KALDIK'
Yaşadıklarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan Gül Yılmaz, nefes alamadığı için, eşinin kendisini kurtarmaya çalıştığını söyleyerek, "Kabus yaşadık. Cehennemi yaşadık, ateşlerin içinde kaldık. Alevlerin içinden geçtik, çok zordu. Ben kanserle savaşıyorum. Şu an anlatırken aynı şeyleri tekrar yaşıyorum. Çok kötüydü. Çok öfkeliyim çünkü saat 22.00 gibi biz o yangını gördük. Belki 10 kilometre uzaktaydı. Yangın buralara gelinceye kadar müdahale edilmedi. Torunlarım var, 2- 3 saat mahsur kalmışlar ama kimse görmemiş onları. Eşim beni kaçırıyordu ama alevlerin arasından geçiyorduk. Çünkü ben nefes alamıyordum. Beni kurtarmaya çalışıyordu" dedi.
Evlerinde uzun zaman elektrik olmadığını söyleyen Yılmaz, "İlaçlarımı koymak için adeta buz dileniyorum. Günde 4 kez bu ilaçları kullanıyorum. 8 kilometre uzakta bir market var. Şu anda ilaçlarım orada dolapta duruyor. Her gün çocuklarımızla günde birkaç kez gidip getiriyoruz. Buz bulabilirsek akşama kadar onun içerisinde durabiliyor. Birer kalem getirdik, buzla idare etmeye çalışıyoruz. Perişanız, rezalet durumdayız. Yıkıntıların içindeyiz. Bütün emeklerimiz gitti" diye konuştu.
'BENİM CİĞERLERİM GİTTİ'
Evlerine "yarı hasarlı" diye rapor tutulduğunu belirten Gül Yılmaz, "Büyük tadilat lazım. Yıktırmam ben evimi. Eşimin ana ocağı burası. Çok hevesle yapmıştım burayı. Çok mutluydum ben burada. Orman vardı, ağaçlar vardı, nefes alıyordum. Kanserimi bu ağaçlar sayesinde yendim. Şu an bakıyorum ve canım çok acıyor. Benim ciğerlerim gitti. Ne yapacağım bilmiyorum çünkü nefes alamıyorum. Her dakika ilaç kullanıyorum" dedi.
'ÖNCE YÜZÜM ŞİMDİ DE ANILARIM YANDI'
Antalya'nın Manavgat ilçesi Gebece Mahallesi'nde dünyaya gelen, Türkiye'nin ilk yüz nakillisi Uğur Acar, henüz 35 günlükken evlerinde çıkan yangında yüzünü kaybettiğini, 7 gündür süren yangında da 27 yıllık anılarının yok olduğunu söyledi. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde, 21 Ocak 2012'de, Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi tarafından gerçekleştirilen operasyon sonunda Türkiye'nin ilk yüz nakillisi olan Acar, Türkiye'nin kendisini ve Gebece Mahallesi'ni yüz nakli ameliyatından sonra tanıdığını belirtti. Acar, "Maalesef bebekken beni yakalayan yangın peşimi yine bırakmadı. 27 yıl sonra arkamdan takip edercesine gelip bu kez de anılarımı yaktı" dedi.
Gebece'ye Kurban Bayramı'nda gittiğini belirten Acar, "Bayramdan sonra Akdeniz Üniversitesi'ndeki işime döndüm. Son görüşüm bu oldu. Yangının boyutu çok büyük, Manavgat ve Gebece'de yaşayanlara "geçmiş olsun" dileklerimi iletiyorum. 2 orman çalışanının hayatını kaybettiği Beloluk mevkisi çocukluğumun ve unutulmaz anılarımın olduğu yerlerdir. Şimdi çocukluk anılarım kül oldu" diye konuştu.
Yaptığı telefon görüşmesinde, yayla evlerinin 25- 30'unun yandığını öğrendiğini belirten Acar, "Ormanlarımız, tarlalarımız ve evlerimiz yanmış. Geçmiş olsun, biz yine ayağa kalkarız" dedi.
HABİBE TEYZENİN KEÇİLERİ GELDİ
Öte yandan Manavgat'ı etkisi altına alan orman yangınlarında evini ve hayvanlarını kaybeden Habibe Güven'e (60), Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen aracılığıyla Konya'dan bağış kampanyasında gelen 2 keçi teslim edildi. Oymapınar Mahallesi'nde yangından sonra hayvanları ölen ve tek geçim kaynağının keçileri olduğunu belirten Güven, Manavgat Belediyesi ekiplerince keçilerin ve yemlerin getirildiğini görünce duygusal anlar yaşadı. Güven, evinin ve ahırının yandığını gözyaşlarıyla anlatıp, kendisini unutmadığı için Sözen'e teşekkür etti.
Manavgat halkının zor günlerden geçtiğini ve tüm acıların birlikte üstesinden geleceklerini belirten Başkan Sözen, yaraları bir nebze de olsa sarmaya çalıştıklarını söyledi. Sözen, "Manavgat'ımızda hayatı durma noktasına getiren yangınlardan sonra halkımızla birlikte tüm yaralarımızı birlikte sarmaya çalışıyoruz. Tüm Türkiye'nin yardım kampanyamıza seferber olmasından sonra Konya'dan duyarlı bir vatandaşımız Manavgat'a keçi gönderdi. Biz de Habibe Güven'in yangında mağdur olduğu haberini alınca acısını biraz hafifletmek amacıyla kendisine 2 keçi teslim etmek istedik" dedi.
6 KİŞİLİK AİLE HAVUZA GİREREK YANGINDAN KURTULDU
Antalya'nın Aksu ilçesinde yaşayan ve tarımla uğraşan Harun Yılmaz, geçen hafta iş yerinden yıllık izne ayrıldı. Ailesiyle baba ocağına giden Yılmaz, burada bir anda alevlerin evlerine doğru geldiğini gördü. 3 çocuğunu, eşini ve Alzheimer hastası anneannesini yanına alan Yılmaz, otomobille bölgeden ayrılmaya çalıştı. Girdiği yolda alevlerin arasından geçen Yılmaz, bir süre sonra döndüğü yolun da çıkmaz sokak olduğunu gördü. Arkasından aracına doğru gelen alevleri çaresizce izleyen Yılmaz, bu sırada kapısı kapalı olan villayı fark etti. Kendisi ile ailesini duvardan atlayarak villanın bahçesine sokan Yılmaz, yanındakilerle buradaki yüzme havuzuna girdi. Alevlerin iyice yaklaşmasıyla sıcaklık artınca çocuklarını suya sokup çıkaran Yılmaz, panik içinde ağlayan çocuklarını sakinleştirmeye çalıştı. Saatler süren bekleyişin ardından alevler, villanın etrafındaki ormanları yaktı ve son olarak villaya sıçradı. Alevleri gören Yılmaz, villanın çökeceğini düşünerek ailesiyle aracını bırakıp kaçarak, güvenli bölgeye ulaştı.
GÖZYAŞLARIYLA ANLATTI
Yangının ardından ailesiyle birlikte beklediği havuza tekrar giden Harun Yılmaz, villanın yanarak çöktüğünü gördü. Cep telefonu kamerası ile yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlatırken video çeken Yılmaz, "Arabayla buraya kadar geldim. Arkamdan çok kuvvetli bir şekilde yangın geliyordu. Kendimiz havuza attık. Üstümüzde alevler vardı. Çocukları havuza batıra çıkara hayatta kaldık. Son anda hayatımızı kurtardık. Bu havuz olmasaydı hepimiz ölüyorduk. Köyümüzde sağlam 5 ev kalmış sadece" dedi.
'DÖNSEM ARABANIN İÇİNDE HEPİMİZ YANACAKTIK'
Yangının ilk çıkışını gördüklerini ancak evlere ulaşacağını düşünmediklerini söyleyen Yılmaz, "Yıllık izne çıkmış babamı ziyaret gelmiştim. Kozalaklar atınca bir anda yangın evimizin önüne geldi. Kaçarken yanlış yola girmişim. Kaçacak bir yerimiz yoktu. Tekrar dönsem arabanın içerisinde hepimiz yanacaktık. Burada havuz olduğunu görünce korkuluk demirlerinin üzerinden atlayıp buraya girdik. Uzun süre havuzun içerisinde kaldık. Villa tutuştu, yıkılsaydı yine ölecektik. Havuzdan çıktık ve çocukları güvenli bir alana ulaştırınca gidip yardım istedim" diye konuştu.
'BİR ANDA ETRAFIMIZI SARDI'
Havuzda yanmayız, diye düşünerek suya girdiklerini söyleyen Yılmaz, şunları anlattı:
"Geldiğimizde alevler bir anda sardı etrafımızı. Havuzda yanmayız, diye düşündüm. Çocukların hepsini kucakladık. Çocuklar "Baba öleceğiz" diye ağlıyordu. Çocukları sürekli suya batırıp çıkarıyorduk. Çocuklarıma bir şey olursa ne yaparım diye düşündüm. Bir şey olsaydı intihar ederdim. Bir baba olarak babalığımı yapamadım, diye. Çocuklarım hala şokta. Uyurken bile "Yangın var. Ev yanıyor" diye bağırıp uyanıyorlar."
13 YIL SONRA AYNI BÖLGE TEHLİKEDE
Manavgat'ın Taşağıl Mahallesi'nde, 31 Temmuz 2008 tarihinde çıkan ve 5 gün sonra kontrol altına alınabilen Taşağıl orman yangını, Türkiye'nin en büyük orman yangını olarak tarihe geçmişti. Manavgat ve Serik ilçeleri sınırlarında 16 bin hektar ormanlık alanın kül olduğu yangında yüz binlerce ağaç ve canlı yok olmuştu. 13 yıl sonra yine bölgede yangın, tehdit unsuru oldu. Taşağıl Orman İşletme Müdürlüğü sınırlarında bulunan Kızıldağ Mahallesi, Taşağıl'ın kuzeyinde kalıyor. 13 yıl önce yanmayan bu noktalar ise 7 gündür süren yangınla tamamen küle dönmek üzere. Ekiplerin hem havadan hem de karadan müdahalesi sürüyor. Yangın söndürme uçakları ve helikopterleri alevlere sürekli su taşıyarak büyümesini engellemeye çalışıyor. Yangının Kızıldağ'ı aşması halinde bölgedeki yerleşim yerleri Demirciler Mahallesi, Köprülü Kanyon'un bulunduğu Beşkonak Mahallesi yangından zarar görebilir.
ŞARKICI YUSUF GÜNEY GÖZALTINDA
Bölgedeki çalışmalara yangın söndürme tüpleriyle destek veren şarkıcı Yusuf Güney, dün gece Çardak Mahallesi Balamut mevkisinde, yangın söndürme işlemi yapan orman memurları ile tartışma yaşadı. İddiaya göre Güney, istediği yerlere müdahale etmedikleri gerekçesiyle kavga ettiği orman memurlarının üzerine yürüdü ve yanındaki tabancasıyla birkaç el havaya ateş etti. Bölgedeki jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınan Güney, Taşağıl Jandarma Karakolu'na götürüldü. Şarkıcı Güney'in karakoldaki sorgusu sürüyor.
HELİKOPTER BAKANLIK İZNİNİ BEKLİYOR
Antalya'da, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Türkiye'nin dört bir yanında devam eden orman yangınlarıyla mücadelede kullanılmak üzere yangın söndürme helikopteri kiralanması için gerekli görüşmeleri tamamladıklarını söyledi. Başkan Uysal, Muratpaşa Belediyesi Adalya Vakfı olarak yapılacak kiralama için bir Rus firmasıyla görüşmeleri tamamladıklarını ve 3.5 ton su kapasiteli helikopterin kiralanması için anlaştıklarını açıkladı. Ancak mevzuat gereği Tarım ve Orman Bakanlığı'nın izninin gerektiğine dikkat çeken Başkan Uysal, dün saat 18.49 itibariyle Muratpaşa Belediyesi Adalya Vakfı olarak izin ve onaylar için gerekli yazışmayı yaptıklarını kaydetti. Başkan Uysal, şöyle konuştu:
"Bütün sahalarda iş makinalarıyla, arazözlerle yangınla mücadele devam ediyor. Bu yangın hiç istenmeyecek boyutlarda genişledi ve büyüdü. Havadan mücadele gerekiyor. "Havadan mücadeleye nasıl katkıda bulunabiliriz" diye iki gündür bir Rus firması ile görüşüyoruz. Havadan yangına müdahale edebilecek bir helikopter kiralanması ile ilgili mutabık kaldık. Yasal zorunluluk nedeni ile Tarım ve Orman Bakanlığımıza müracaat ettik. Dün saat 18.49 itibari ile dilekçemizi sunduk. Cevap bekliyoruz."
JANDARMA VE MAHALLELİDEN SÖNDÜRME TÜPÜYLE MÜDAHALE
Antalya'nın Gündoğmuş ilçesinde orman yangınları devam ediyor. Senir Mahallesi'nde gece şiddeti artan yangında 30 ev, kullanılamaz hale geldi. Yangın nedeniyle mahalle, tahliye edildi. Çeşitli illerden yardıma gelen itfaiye ve orman işçileri, yangını söndürmeye çalışırken, yanan evlerde soğutma işlemi yaparak olası ikinci yangına karşı çalışma gerçekleştirdi. Ayrıca mahalle sakinleri ile jandarma ekipleri, mahalleye ormanlık alandan gelmeye devam eden yangını söndürmek için seferber oldu. Hem mahalleli hem jandarma, ellerine aldıkları yangın söndürme tüpleriyle alevlerin olduğunu noktaya giderek söndürmek için ellerinden geleni yaptı. Halk ile jandarma, orman işçileri ve itfaiye ekipleriyle beraber gece gündüz demeden yangınları söndürmek için nöbete devam ediyor.
AMCASININ EVİNİ KORUMAK İSTERKEN YARALANDI
Gece rüzgarın da etkisiyle mahallede birçok evin yanmasına neden olan yangını söndürmek için alevlerin arasına giren Mehmet Ünal, "Yangın esnasında amcamın evi yanıyordu. Onu kurtarmaya çalışırken tahta parçası başıma düştü. Yangın söndü sanıyorduk ama gece saatlerinde buraya doğru geldi ve burayı yakıp geçti" dedi.
ANTALYA HAYVANAT BAHÇESİ ZİYARETE KAPATILDI
Öte yandan Antalya Büyükşehir Belediyesi, orman yangını ihtimaline karşı kentte ormanlara girişin yasaklanmasının ardından Antalya Doğal Yaşam Parkı ve Hayvanat Bahçesi'ni de ziyarete kapattı. Manavgat'ta başlayan Akseki, Gündoğmuş ve Alanya'nın bazı mahallelerine de sıçrayan orman yangınları kontrol altına alınmaya çalışılırken, tedbir amaçlı Türkiye'nin en büyük hayvanat bahçelerinden biri olan Büyükşehir Belediyesi Antalya Doğal Yaşam Parkı ve Hayvanat Bahçesi 1 Eylül'e kadar ziyarete kapatıldı.
KUMLUCA'DA YANGIN NÖBETİ
Kumluca ilçesine bağlı Erentepe Mahallesi'nde de halk, tırmık, çapa, kürek ve su tankerleriyle mahalle girişinde ve yüksek noktalarda yangın nöbeti tutuyor. İlçe merkezine 15 kilometre uzaklıktaki mahallede nöbete başlayan halk, olası orman yangınında ilk müdahaleyi yapıp büyümesini önlemeyi amaçlıyor. Muhtar Hayrettin Acar, "Manavgat'taki yangınlarda dolayı ciğerlerimiz yanıyor. Tüm çoluk çocuk, Erentepe'nin güzel insanları ile birlikte biz de yangın yaşamamak için Kumluca çukurunun yanmaması için 7/24 nöbet tutmaktayız. Manavgat yandı bizler de yanmayalım. Dağda taşta her yerde nöbet tutuyoruz" dedi.
Mahalle halkından nöbete katılan Kemal Uğurlu (70), "Yabancı kimse giremiyor bizim köyümüze. Kolaçan edip bakıyoruz" derken, Bilal Demir (32), "Yabancı plakalı bir araç gördüğümüz zaman fotoğrafını çekip hemen jandarmaya atıyoruz. Biz Kumluca'daki ormanlarımıza sahip çıkıyoruz. Bir tanesinin bile yanmasını istemiyoruz" diye konuştu.
Erentepe'de yangın nöbetinde halka ücretsiz dondurma dağıtan dondurmacı Mustafa Gür de "Bu benin baba mesleğim. Ormanların yakılmamasını istiyoruz. Nöbetteyiz. Yangın nöbeti tutan vatandaşlarımıza ücretsiz dondurma dağıtıyoruz" dedi.
YANGINDA TOMALAR DEVREYE GİRDİ
Emniyet Genel Müdürlüğü, Antalya ve Muğla'daki yangın söndürme çalışmalarına destek vermek amacıyla bölgeye 112 adet Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı (TOMA) sevk etti. Gündoğmuş ilçesindeki yangınları söndürme çalışmalarında TOMA'lar devreye girdi. Senir Mahallesi'nde rüzgarın etkisiyle şiddetini artıran yangını söndürme çalışmalarında itfaiye ve orman ekiplerine mahalle sakinleri de yangın söndürme tüpleriyle destek veriyor. TOMA'lar, Senir'deki yangında alevlerin olduğu noktalara su atıyor.
TÜRKİYE'NİN YÜREĞİNİ SIZLATAN FOTOĞRAFTAKİ KADIN, EVİNİN YANDIĞINI BİLMİYOR
nın ulaştığı Öksüzoğlu'nun, Alzheimer hastası olduğu ve evinin yandığını hatırlamadığı öğrenildi. Fotoğrafın sosyal medyada gündem olmasıyla devlet kurumları yardımcı olup, Fatma Öksüzoğlu'nu bakımevine götürmek istedi ancak kızı Makbule Öksüzoğlu, "Annemi kimseye vermem" diyerek, kabul etmedi.
Annesinin tek çocuğu olduğunu söyleyen Makbule Öksüzoğlu, "Annemle beraber kalıyorum. İkimiz beraber yaşıyoruz. Yangının olduğu gece uyumadık. Gece 2 gibi duman bastı. Ahırdaki hayvanları saldık. Arabaya binip denize doğru gittik. Çocuklarım eve bakmak için döndüler ama söndüremediler. Evimiz tamamen kül oldu. Eşim 4 ay önce hayatını kaybetti. Annemle beraber kalıyorduk" dedi.
Annesinin Alzheimer ve tansiyon hastası olduğunu belirten Öksüzoğlu, "Evinin yandığından haberi yok. İlk "Anne evimiz yandı" dedim. "Ay kocaman ev yandı mı?" dedi sonra unuttu. Şimdi akrabalarımın yanında kalıyorum. Köyde açık ev bulursak orada kalacağız. Annemi almak için geldiler, vermedim. Vermem, o zaten beni görmeden durmaz. Beni "Anne" diye çağırır. Ben neredeysem o da orada. Bir anneme bakamayacak değilim. Bir o bir ben varım zaten. Benden başkası bakamaz ona" diye konuştu.
YANAN EVLERE "KIRMIZI ÇARPI'
Manavgat'ta 28 Temmuz günü dört ayrı kırsal mahallede çıkan orman yangınında toplam 2 bin 800 ev etkilendi. Yangın devam ederken, sayı da artmaya devam ediyor.
Bu arada, Çevre ve Şehircilik bakanlığı ile jandarma ekipleri, yangında zarar gören Bucakşeyhler Mahallesi'nde yıkımına karar verilen evleri tek tek işaretliyor. Yıkılacak evlerin duvarına sprey boyayla kırmızı çarpı işareti konuluyor.
Mahalle muhtarı Halit Demir, yangının Akseki tarafından geldiğini ve çok büyük olunca vatandaşın ne yapacağını şaşırdığını belirterek, su ve elektriklerin bir haftadır kesik olduğunu söyledi. Mahallede 45 evin yandığını belirten muhtar Demir, "Şimdi işaretleme ve yıkımlar başladı. Arkasından da TOKİ'nin gireceği söyleniyor. Vatandaşın halini gördünüz çok mağdur" dedi.
Sabaha karşı ulaşan yangınla büyük zararın oluştuğu Bucakşeyhler'de oturan Mahmut Rüzgar ise Manavgat'tan gelen oğlu Bekir Rüzgar tarafından kurtarıldı. Bekir Rüzgar, "Saat 4.30 gibi bana telefon geldi, Oymapınar'da yangın çıktı diye. Manavgat'tan buraya gelmem 15 dakika sürer. Geldim, elektrik su yoktu, babamı evden indirmem 5-10 dakika sürdü. Garajda traktör vardı, babam "gel traktörü çıkaralım" dedi. "Yok baba kaçalım" dedim. Buradan bindim arabaya tepeden aşağı indik. Bir anda geldi, yapacak hiçbir şeyimiz yok. Evimizde de hiçbir şeyimiz kalmadı. Komşularla birlikte traktörlerimiz yandı" diye konuştu.
İMAM LOJMANINDA KALIYORLAR
Mahalledeki yangında evlerini kaybeden 2- 3 aile ise yangından zarar görmeyen imam lojmanının odalarını paylaşıyor. Bazıları da lojmanın önüne çıkartılan kanepelerde sabahlıyor.
Yangının dört taraftan birden saldırdığını ve canlarını zor kurtardıklarını anlatan Sadettin Bodur, "Ayağımıza ayakkabı dahi giymeye fırsat olmadı. Can kaybımız yok. Yıkımı yapılan ev benim. Yerle bir oldu, hiçbir şeyimiz kalmadı, bağ, bahçe, ev ne varsa gitti. Dışarılardayız. Çadırlar konuldu ama dışarıda yatıyoruz, kanepeler var orada" dedi.
Yangında evlerini kaybeden Gülsüm Bodur ise, "Kepçenin şu an yıktığı ev bizim. Uzakta dediler gece aradı çocuklarım ben bu kadar geleceğini sanmadım. 9- 10 köy ilerdeki yangın buraya gelmez dedik. Yattık, oturduk. Her tarafımızdan bir geldi mi, yalın ayak inmişim, çakıla basınca yalın ayak indiğimi anladım. Evde ayakkabılarım var ama dönüp de bir tane ayakkabı alamadım. Şimdi imam lojmanı odalarını paylaştık iki aile, orada kalıyoruz" diye konuştu.
GÖZYAŞLARIYLA ANLATTI
Kendisinin bağ evi, kardeşi Gülsüm Bodur'un ise evi yandığı için büyük üzüntü duyduğunu belirten Kemal Bodur ise yaşananları anlatırken gözyaşlarını tutamadı. Bodur, "Benim bağ evim yandı, Manavgat'ta evim var başımı sokuyorum ama onlar kül oldu. Hepsi kardeşim, amacımın oğlu, ablam" diye anlatarak gözyaşlarına hakim olamadı.
Antalya'da ikamet eden Fatma Efe ise kız kardeşi ve akrabalarının evlerinin yandığını ve yardım edebilmek için köye geldiğini belirterek, "Bacıma, yeğenlerime yardıma geldik. Hepsi bitti, yandılar, keçiler, evler, zeytinler hepsi bitti. Kız kardeşimin, yeğenlerimin her şeyleri yandı. Hayırlısı kuzum Allah insanlarımıza güç kuvvet versin. Çok üzüldük. Destek olalım diye geldik. Caminin lojmanına sığınıyorlar" dedi.
ELBİSE YIĞINLARI OLUŞTU
Mahalledeki bir alanda yardım amaçlı birçok ilden toplanıp getirilen elbiseler dikkat çekiyor. Evi yanan Arif Küçük, elbise türü yardımlar gönderilmemesini istedi. Küçük, "Haddinden fazla malzeme geldi. Artık buraya malzeme gelmemesi lazım. Su verildi. Elektrik verilmesi lazım. Yiyecek gıda malzemeleri verilmesi lazım. Mahallede aşevine ihtiyacımız var" diye konuştu.
TAHLİYE EDİLEN MAHALLEDE, İMAM BEKÇİLİK YAPIYOR
Manavgat'ta yangının devam ettiği nokta Kızıldağ Mahallesi tedbir amaçlı boşaltıldı. Merkez, Yukarıköy, Çorak, Demirciler, Dinel ve Okumuşlar mevkilerinin boşaltıldığı mahallenin 13 yıllık imamı Hüseyin Durmaz, evlerin hem zarar görmemesi hem de olası yangını görüp ihbar etmek için bekçilik yapıyor. Yaşlılar, kadın ve çocukların akrabalarının yanına gittiğini belirten Durmaz, "Erkekler ise orman yangınıyla mücadele ediyor. Ben köyü tahliye ettirdim. Köyün yolu çıkmaz sokak. Eğer yangın yola inerse komple yanardık. Şimdi duman geliyor ama müdahale de ediliyor. Köyde tek kaldım, bekçilik yapıyorum" dedi.
Diğer yandan yangının mahallenin bitişiğindeki dağa sıçraması halinde Konya'ya kadar 60 kilometrelik Isparta'ya kadar ise 40 kilometrelik ormanlık alanın tehlikeye gireceği bildirildi.
ŞARKICI YUSUF GÜNEY SERBEST
Manavgat'taki yangın söndürme çalışmaları sırasında orman memurları ile tartıştıktan sonra yanındaki tabancasıyla birkaç el havaya ateş ettiği iddiasıyla jandarma tarafından gözaltına alınan şarkıcı Yusuf Güney, geceyi Taşağıl Jandarma Karakolu'nda geçirdi. Karakolda ifadesinin alınmasının ardından Güney, savcının talimatıyla serbest bırakıldı. Hakkındaki soruşturmanın devam edeceği Yusuf Güney, gözaltına alındığının haber olmasının ardından Twitter'da trend topic (TT) oldu.
GÜNDOĞMUŞ-ANTALYA YOLU TRAFİĞE KAPATILDI
Gündoğmuş ilçesinde orman yangınları rüzgarın etkisiyle şehir merkezinden kara yoluna doğru ilerliyor. Yangının seyrini sürdürmesi üzerine polis ekipleri Gündoğmuş- Manavgat kara yolundan Gündoğmuş ilçe merkezine girişi trafiğe kapattı. Araç girişine izin verilmeyen yolda sadece itfaiye, arazözler, su tankerleri gibi acil olacak araçların girişine izin veriliyor. Yangına ekipler karadan ve havadan müdahale ederek yangını söndürmeye çalışıyor.
TIRMIKLA SET KURUP, AĞAÇLARI KESİYORLAR
Mahalle sakinleri ise, kara yoluna kadar ilerleyen yangına müdahale etmek için elektrikli ağaç kesme makinesiyle ağaçları keserken, tırmıklarla da topraktan set oluşturuyor. Yaşanan orman yangınlarından dolayı ilçe merkezinin üzerini duman bulutları kapladı. Yangını söndürmek için havadan müdahale eden helikopterler ise dumanlar arasında gözükmezken, güneş ise kızıla döndü.
HAVA UNSURLARI TELSİZ KONUŞMASI
Bölgedeki durum, hava unsunlarının telsiz konuşmalarına da yansıdı. Konuşmalarda, "Senir- Gündoğmuş yolunu alevler kapattı", "İlceden çıkış kapanıyor. Çok acil çok acil bu koordinata çalışalım kim varsa. 364912 - 315805. Acil yol kenarı", "Senir- Gündoğmus yolunu alevler kapatti. Çok acil en yakın hava aracı", "Görüş iyice düştü, artık çalışamıyoruz buraya. Gündoğmuş'un kuzey doğusundaki ilk noktaya çalışmaya devam ediyoruz. Yolu kapanmasına neden olan bu duman bir süre sonra su aldığımız yerde de görüs düşmeye başlayacak malumat" ifadeleri yer aldı.
YARALI HAYVANLAR TEDAVİ EDİLİYOR
Manavgat yangınının ardından yürek burkan görüntüler yaşanmaya devam ediyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi ekipleri yangında yaralanan hayvanların tedavisi için yoğun çaba harcıyor. Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı Hayvan Sağlığı Şube Müdürlüğü'ne bağlı veteriner hekimler ile gönüllü veteriner ekipleri bölgede çalışmalarını sürdürüyor. Veteriner hekimler Karaavca- Değirmenli köyünde yaptıkları incelemelerde yaralanan hayvanları tedavi ediyor. Büyük- küçükbaş hayvan muayene ve tedavilerini yapan veteriner hekimler civcivlerin de muayenelerini hassas bir şekilde yaptı. Kurtulan yaralı hayvanların hayata tutunmasına yardımcı olan Büyükşehir ekipleri yanan bir kaplumbağayı da tedavi etti. Kaplumbağanın yanan ayakları ilaçla temizlendikten sonra yanık merhemi sürüldü.
YANGINDA ŞEHİT MEZARINA ZARAR GELMEDİ
Senir Mahallesi'nde devam eden yangına, mahalleli, jandarma, çevik kuvvet, itfaiye ve su takviye ekipleri canla başla müdahale ediyor. Çok sayıda tarım arazisi ve evin zarar gördüğü yangında, mahalle mezarlığı da yandı. Alevler Şehit Hüseyin Yıldız'ın (53) mezarına 1 metre kala söndü. Yıldız'ın mezarı ve başında bulunan Türk bayrağına zarar gelmedi.
'ATEŞ 1 METRE KALA DURMUŞ'
Hüseyin Yıldız'ın okul arkadaşı Ahmet Tahir Özkan, ilkokulu birlikte okuduklarını, büyüklerinde ise farklı illerde çalışmaya başladıklarını anlattı. Yıldız'ın Manavgat'ta PTT'de çalıştığı sırada görev şehidi olduğunu aktaran Özkan, "PTT'de çalıştığı sırada trafik kazası yaptı ve görev şehidi oldu. Cenabı Allah'ın takdiriyle yangın mezara hiç zarar vermemiş. Yangın, mezarın başındaki Türk bayrağına da zarar vermemiş. Bu ilahi bir takdirdir. Yangın mezarın 1 metre civarında durmuş. Burada hiçbir müdahale yok. Ateş buralara geldiği zaman hepimiz köyü terk etmiştik. Yukarıdaki ve dibinde bulunan tüm mezarlar yanmış. Orman yanmış, ağaç yanmış ağaçtan düşen herhangi bir şey düşüp bayrağa zarar vermemiş" dedi.
ÇAVUŞOĞLU KOMUTA MERKEZİNDE
Yangının başladığı ilk saatlerden itibaren Manavgat'a gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, mobil yangın yönetim aracından söndürme çalışmalarını takip etti. Çavuşoğlu, Orman Genel Müdürlüğü'nün Manavgat Ulualan Yangın Yönetim Merkezi'nde bulunan mobil yangın yönetim aracından söndürme çalışmalarını takip ederek, çalışanlardan bilgi aldı.
BAKAN KURUM GEBECE'DE
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum ise Manavgat'ta yangından etkilenen bölgeleri inceledi. Gebece Mahallesi'nde yangın söndürme çalışmalarına katılan itfaiye ekipleri ve vatandaşlarla bir araya gelen Kurum, "Bugün bir olma günüdür, siyaset yapma günü değildir. Bugün buradaki olaylar üzerinden rant devşirme günü değildir. Bugün su olup yangının üzerine atma günüdür. Vatandaşlarımız bizlere, evlerine ne kadar kısa sürede kavuşabileceklerini soruyorlar. Biz de vatandaşlarımızın tüm zararlarını karşılayana kadar, tüm evlerini yeniden yapana kadar burada olacağız" dedi. Bakan Kurum, daha sonra Hocalı Mahallesi'ne geçti.
JANDARMA BİLEZİKLERİNİ BULDU
Jandarma Genel Komutanlığı, Antalya'nın Akseki ilçesindeki yangında evi yıkılan bir vatandaşın, enkaz altında kalan 8 bileziğinin bulunarak teslim edildiğini duyurdu. Sosyal medya hesaplarından fotoğraf paylaşan komutanlık, "Antalya Akseki'de ikamet eden ve yangın sebebiyle evi yıkılan Süleyman Amcamızın 8 bileziği, Jandarma Komandolarımız tarafından yapılan aramalar sonucunda enkaz altında bulunarak kendisine teslim edilmiştir" ifadesine yer verdi.
YANAN EVLER YIKILIYOR
Manavgat Belediyesi, çeşitli mahallelerde yangın felaketine maruz kalarak kullanılamayacak duruma geldiği için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yıkımı istenen evlerde çalışmalara başlandı. Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen'in talimatı üzerine harekete geçen Belediye Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, 3 paletli ekskavatör, 3 kazıyıcı yükleyici, 2 yükleyici, 10 kamyon, 3 TIR ve toplam 25 kişilik ekiple, köylere ulaşarak yıkımlara başladı.
BAKANLIK BELİRLEDİ
Bakanlığın belirlemelerine göre, Karaöz'de belirlenen 74 evden 16'sı, Aksaz'da belirlenen 32 evden 15'i, Hocalı'da belirlenen 20 evden 6'sı yıkıldı. Saraçlı Mahallesi'nde de 111 yapının yıkılacağı belirtildi. Hocalı Mahallesi'nde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan yapılacak tebliğler sonrasında yıkımların hızlandırılacağı belirtildi. Manavgat Belediyesi ekipleri, Aşağı Işıklar Mahallesi'nde de 2 evin yıkımını gerçekleştirdi.
BAŞKAN SÖZEN MAĞDURLARI TESELLİ ETTİ
Manavgat Belediye Başkanı Sözen, yıkımlar sırasında mahalleleri tek tek ziyaret etti. Başkan Sözen'in, evlerin yıkımı sırasında oldukça üzgün olduğunu gözlendi. Başkan Sözen, vatandaşlarla sohbet ederek, geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Manavgat Belediyesi'nin her an yangınzedelerin yanında olduğunu dile getiren Sözen, "Bakanlığın yıkım için tespit ettiği yanan evlerin yıkımlarını tebligatlar yapıldıkça gerçekleştiriyoruz. Böyle olmasını biz de istemezdik. Ne söylesek yetersiz kalıyor" dedi.
ÇAVUŞOĞLU: BUGÜN VE YARIN KRİTİK GÜN
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Manavgat Yangın Yönetim Merkezi'nde açıklamada bulundu. Antalya ve çevresindeki yangınlarla ilgili bilgi veren Mevlüt Çavuşoğlu, kentin farklı noktalarında yangının devam ettiğini belirterek, şunları söyledi:
"Maalesef Antalya'da yangın devam ediyor, bugün poyraz çok şiddetli ve Manavgat'ın kuzeybatında Kızıldağ bölgesinde bugün rüzgarında etkisiyle biraz hızlandı. Gündoğmuş merkezde çok ciddi bir tehdit yok ama etrafında bazı noktalarda yangınlar var. Oraya müdahaleler yapılıyor, özellikle kuzeybatısında yangın var. Diğer taraftan Güzelbağ'dan aşağıyla Antalya- Alanya yoluna inen Alara bölgesine inebilecek bir yangın var. Oraya da arkadaşlarımız müdahale ediyor. Elbette tüm kahraman orman çalışanlarımız, diğer tüm kurumlarımız, belediyelerimiz hep beraber bu mücadeleyi sürdürüyorlar. Biz de elimizden geldiği kadar destek veriyoruz."
Isparta- Sütçüler bölgesinde dün başlayan yangının da hem Isparta hem de Antalya'nın Serik bölgesi için tehdit oluşturduğu ve müdahalenin sürdüğünü anlatan Bakan Çavuşoğlu, şu uyarılarda bulundu:
"Bugün ve yarın kritik gün, rüzgar bakımından da yangının durdurulması bakımından da kritik günler. O nedenle herkes elinden geldiği kadar bugün özellikle şu rüzgarla yangınının daha fazla dağılmaması için ve kontrol altına alınması için çaba sarf ediyor."
YURT DIŞINDAN UÇAK TEKLİFLERİ TARTIŞMASI
Türkiye'nin yurt dışından gelen uçak tekliflerini kabul etmediği iddiaları ve yurt dışından bu konudaki yardımlar hakkındaki soruyu da yanıtlayan Bakan Çavuşoğlu, tüm görüşmeler ve yaşananları da şöyle anlattı:
"Ben de bu kadar yoğun işimin içinde akşam ya da sabah ne oluyor ne bitiyor diye haberlere baktığımda, bunun tartışıldığını görüyoruz. Ciddi bir dezenformasyon var. Her şeyden önce bir afet olduğunda, bu sel, yangın, deprem olabilir, biz Türkiye olarak başka ülkelere yardım ettiğimiz gibi başka ülkelerinde bize yardım etmesini elbette kabul ederiz. Küçük, kendi imkanlarımızla üstesinden gelebileceğimiz durumlarda teşekkür ediyoruz, ihtiyacımız olduğu zaman arayacağız diyoruz. Ama bu büyük bir yangın, yangının başlamasıyla beraber birçok ülke, komşu ülkeler, dost ve kardeş ülkeler veya Avrupa'dan ülkeler de bizi aradı, "herhangi bir isteğiniz, ihtiyacınız var mı, biz nasıl yardımcı olabiliriz" diye. Biz de kendilerine sorduk "ne verebilirsiniz, bizim en çok ihtiyacımız olan uçak ve tonajlı su taşıyabilecek helikopter." Yani havadan müdahale. Azerbaycan sağolsun hem eleman hem de bazı araç gereç ve bir tane helikopter gönderdi. Biz bu teklifler geldiğinde "ne gönderebileceksiniz', eğer ellerinde bu tür uçak ve helikopter varsa o bilgileri alıyoruz, Tarım ve Orman Bakanlığımıza iletiyoruz, arkadaşlarımız incelemesini yapıyor. Helikopterlerin kullandığı kovalarla belki ilave ihtiyaç olur diye onlara da bakıyoruz. Mesela Azerbaycan'dan geldi 2 tane, Rusya'da bulduk, onları satın alıyoruz. Yani bunlar kırılır, dökülür, çünkü mücadele devam ediyor."
YUNANİSTAN ARADI
Bu süreçte Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın aradığını belirten Bakan Çavuşoğlu, "Ben de kendisine çok teşekkür ettim ve döneceğimizi söyledim. Arkasından Joseph Borrell aradı AB Yüksek Temsilcisi, kendisi de aynı şekilde sordu ve daha sonra ilgili birimi var AB Sivil Koruma Mekanizması diye ve sivil koruma ve afetlerden sorumlu komisyonda da bir komiser var. Yani AB'nin bakanı gibi. O arkadaşlarımızda bizimle temasa geçti. Joseph'in yardımcısıyla benim yardımcım Faruk Kaymakçı AB'den sorumlu bakan yardımcımız temasa geçti. Kendilerine sorduk "hangi ülkeden ne gelebilir" diye. Bazı ülkelerden ön bilgi gelmişti. Örneğin Hırvatistan uçak verebileceğini söyledi. Aynı şekilde İspanya verecek. İlgili kurumun muhatabına AFAD üzerinden başvuru yapıldı. Sonra AB bu duyuruyu tüm ülkelere iletti. AB bu duyuruyu yaptıktan sonra dört ülkeden geri dönüş oldu. Hırvatistan, Romanya, Fransa ve İspanya ve onların ne verebileceğine baktık. Özellikle uçak gönderebilecek uygun bir şekilde kullanabileceğimiz ülkeler ise Fransa, Hırvatistan ve İspanya'ydı. Romanya'nın da bir uçağı vardı. Arkadaşlar inceledi sonra teşekkür etti, incelemesine göre bizim yangında pek uygun değil ama biz Romanya'ya çok teşekkür ediyoruz, gönülden bu teklifte bulundular" şeklinde konuştu.
YUNANİSTAN VE FRANSA GÖNDERMEKTEN VAZGEÇTİ
Başka ülkelerden de aynı şekilde teklif geldiğini belirten Bakan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yine uygun olanlarla temasa geçtik. Bu duyurudan sonra bu ülkeler geri döndü, daha sonra Fransa gönderemeyeceğini, özellikle İspanya bölgesinde de yangın olabileceğini söyleyerek Macron'un danışmanı büyükelçimizi arayarak Türkiye'ye bir uçak gönderemeyeceklerini söylediler. Yani tekliflerini geri çekmiş oldular. Daha önce "Bir isteğiniz var mı ne yapabiliriz" diye soran Yunanistan'a da teşekkür ediyoruz ve Yunanistan Dışişleri Bakanlığı genel sekreteri bizim Atina büyükelçimizi arayarak, "Biz size böyle bir öneride bulunduk ama bizde de yangınlar olduğu için maalesef size herhangi bir uçak gönderemeyeceğiz" dediler. Kendilerine de çok teşekkür ediyoruz hem teklif ettikleri hem de AB'ye bu şekilde dönmedikleri halde bize dönüp de neden gönderemeyeceklerini izah etmeleri de elbette teşekküre şayan."
GURUR MESELESİ YAPILACAK BİR KONU DEĞİL
Yunanistan'a teşekkür eden Bakan Çavuşoğlu, "Biz bu yardım konularında başkasına nasıl yardım elimizi uzatırken böbürlenmiyorsak, bunu severek, bir dayanışma anlayışıyla yapıyorsak, başka ülkelerin ya da kurumların bize yardım etmesinden de incinmeyiz. Bu gurur meselesi yapılacak bir konu değildir. Bu bir afettir. Afet durumlarında ve zor şartlarda dayanışma elbette önemlidir. Yani halkımız bu sosyal medyada ya da bazı siyasilerin manipülasyonuyla ortaya çıkan iddialara inanmasınlar. Bu işlerin hepsini arkadaşlarımız, ilgili bakan ve kurumlarımızla beraber tek tek inceliyoruz, koordine ediyoruz. En ufacık helikopterlerdeki ihtiyaç olabilecek kovalar dahil daha başka detaylı ihtiyaç olan malzeme konusunda Türkiye'de yoksa çalışıyoruz" dedi.
ALMANYA'DAN 2 HELİKOPTER DE İPTAL OLDU
Almanya'dan da ortalamanın üstünde su taşıyabilecek iki helikopter gönderileceğine dair bir ön bilgi geldiğini anlatan Çavuşoğlu, "Daha sonra biz Almanya'ya talepte bulunduk. Bugün gelen bilgiye göre Almanya da kendi helikopterlerini özellikle sel afetlerinin olduğu yerlerde kullanacağından Türkiye'ye helikopter gönderilemeyeceğini söyledi. Yani bunların hepsi bizim her gün an be an takip ettiğimiz konular" diye konuştu.
HANGİ ÜLKELERDEN NE GELDİ?
Bakan Çavuşoğlu, ülkelerden gelen uçak ve helikopterlere ilişkin şunları söyledi:
"Şu anda ülkemize gelen uçak sayısı hem Ukrayna hem Rusya'dan sayın Cumhurbaşkanımız ve ilgili kurumlarımızın girişimleriyle gelen var. Azerbaycan'ı söylemiştim. İran'dan 2 helikopter, 1 uçak geldi. İspanya'dan 2 tane uçak geldi Dalaman'a indi, Muğla bölgesinde çalışıyorlar. Katar'dan ekip ve teknik ekipman ülkemize geldi. Rusya'dan 5 yangın söndürme uçağıyla, 3 helikopter, Ukrayna'dan da 3 tane amfibik uçak geldi. Bazıları tanker uçak, denizden su alamayıp havaalanında doldurulması gereken, diğerleri amfibik uçak deniz yakın olduğu için denizden suyu alıp dökebiliyorlar. Zorlu şartlarda tüm arkadaşlarımız mücadele ediyor. Kolay değil. Bugüne kadar görmediğimiz bir afetle karşı karşıyayız. Bu mücadeleyi de hep beraber verip, inşallah hep beraber üstesinden geleceğiz. Gayretlerimizi sürdüreceğiz."
YANGINDAN ETKİLENENLERE İLK ÖDEME 10'AR BİN TL
Toplamda 53'e yakın mahallede 3 bine yakın evin zarar gördüğü yangın nedeniyle "Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi" ilan edilen Manavgat'ta, evi ve tarım alanları zarar gören aileler adına ilk ödemeler başladı. Demirciler Mahallesi'nde evi yanan Ali Öz'ün cep telefonuna, "Sayın Ali Öz, Manavgat Sosyal Yardımlaşma Vakfı'na adınıza yapılan yardımı Manavgat Halk Bankası Şubesi'nden kimliğiniz ile alabilirsiniz" yazılı mesaj geldi. Yangında evini kaybettiğini belirten Ali Öz, önce Sosyal Yardımlaşma Vakfı'ndan mesaj geldiğini, ardından bankadan telefonla arandığını ve hesabına yatırılan 10 bin TL'yi çekebileceğinin söylendiğini kaydetti.
Demirciler Mahallesi Muhtarı Hüseyin Demir, mahallede ilk tespitlere göre 93 evin zarar gördüğünü, bu evlerden 53'ünde yaşam varken, boşaltmak zorunda kalındığını, diğer 30- 40 evin de boş ve eski evler olduğunu açıkladı. Muhtar Demir, "Dünden itibaren geldiği söyleniyor. Alanlar var bekleyenler var. Birinci kısım 10'ar bin lira olarak gördük aile başına" dedi.
CHP'Lİ BAŞKANLARDAN ORTAK AÇIKLAMA: THK UÇAKLARINI AKTİF HALE GETİRMEYE HAZIRIZ
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, CHP'li 11 Büyükşehir Belediye Başkanı'nın katılımıyla çevrimiçi düzenlenen toplantıya katıldı. Son günlerde Türkiye'nin farklı şehirlerinde meydana gelen orman yangınlarının ele alındığı toplantıda alanında uzman kişilerden bir bilim kurulu oluşturulması kararı alındı. Toplantı sonrası yapılan ortak açıklamada ise Türk Hava Kurumu (THK) bünyesinde yer alan ve kullanılmayan yangın söndürme uçaklarının tüm bakım ve işletme giderlerini karşılamaya hazır olduklarını açıkladı.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş çevrim içi toplantı düzenledi.
BELEDİYE BAŞKANLARINDAN ORTAK BASIN BİLDİRİSİ
Toplantıda Türkiye'nin özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde çıkan orman yangınları değerlendirildi. Belediye başkanları, toplantı sonunda ortak basın bildirisine imza attı.
8 gündem maddesinin belirlendiği toplantı sonrası yapılan açıklamada neredeyse Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt olan Türk Hava Kurumu'na yönelik küçültücü tutumdan duyulan üzüntü dile getirildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"1. Neredeyse Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt olan kadim kurumumuz Türk hava Kurumu'na yönelik küçültücü tüm girişimlerden büyük üzüntü duyduğumuzu ve kuruma yönelik bazı ifadeleri ayıpladığımızı belirtiriz. Ülkemize büyük hizmetleri olmuş olan bu kurumumuzdaki yangın söndürme uçaklarının tüm bakım ve işletme giderlerini 11 Büyükşehir Belediye Başkanı olarak karşılamaya hazır olduğumuzun altını çizeriz. Yetkili kurumlar tarafından izin verilmesi halinde 11 büyükşehir belediyesi tarafından tekrar aktif hale getirilecek olan yangın söndürme uçaklarını gerektiği her an koordinasyon halinde Tarım ve Orman Bakanlığı'nın kullanımına sunacağımızı da beyan ederiz. THK ile iş birliği yapılarak elindeki envanterin belediyelerimiz tarafından kullanımı da sürekli hale getirilecektir.
2. Ne yazık ki ülkenin pek çok yerinde görülen ve hepimizi üzüntüye boğan yangınlarla mücadelede dahi siyasetin sahaya indiğini ve bütüncül mücadeleye gölge düşürdüğünü üzülerek gözlemlemekteyiz. İktidar partisinin il ve ilçe başkanları dahi süreçlere dahil edilirken, başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere, yangın mahallindeki ilçe belediyelerimiz kriz yönetim süreçlerinden dışlanmak istenmektedir. Öte yandan belediyelerimize duyulan güven nedeniyle yapılan yardımlara kimi yerlerde el konulması da kabul edilebilir bir durum değildir. "Sen yaptın, ben yaptım" kavgasına girmeden toplumumuzun her bir ferdini derinden üzen yangınlarla mücadelede, siyasi saiklerle yapılan ayrımcılıkların bir an evvel ortadan kaldırılması gerekmektedir.
3. Kamuoyuna duyurmak isteriz ki; 11 Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, kuracağımız ortak bir komite ile yanan alanların tespitini yapacak ve gün be gün bu alanların yeniden orman vasfını kazanması için takipçisi olacağız. Yanan alanlara yönelik daha önce örnekleri olduğu gibi yapılacak tüm imar girişimlerinden kamuoyunu haberdar edecek ve bu yönde atılacak adımların hukuk yoluyla engellenmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz.
4. 11 Büyükşehir belediyesi olarak alanında uzman kişilerden bir Bilim Kurulu oluşturacağız. Bilim Kurulu, ağaçlandırma tekniklerinden, yangın takip süreçlerine kadar pek çok alanda çalışacak. Kurulun görüş ve önerilerini rapor haline getirip ilgili kurumlarımız ve kamuoyuyla paylaşacağız.
5. 11 Büyükşehir belediyesi olarak alanında uzman kişilerden bir Bilim Kurulu oluşturacağız. Bilim Kurulu, ağaçlandırma tekniklerinden, iklim krizini dikkate alan ağaçlandırma tekniklerinden yenilikçi bir ormancılık politikasına kadar pek çok alanda çalışacak. Sadece yangınlar değil sel, hortum vb. iklim krizinin tüm etkileri konusunda bilimsel görüş hazırlayacak. Kurulun görüş ve önerilerini rapor haline getirip ilgili kurumlarımız ve kamuoyu ile paylaşacağız.
6. 11 Büyükşehir Belediye Başkanı olarak: Milletimiz adına takipçisi olacağımız bir beklentimiz daha var. Büyük miktarda orman alanlarımızı kaybettiğimiz yangınlarla mücadelede sorumluluk sahibi kişi ve kurumların herhangi bir ihmalinin olup olmadığının sağlıklı bir şekilde tespiti gerekmektedir. Bu vesile ile ülkemizde derin bir acıya neden olan bu yangınlarla ilgili bir soruşturma açılmasını ve sonucunun kamuoyuna şeffaf bir şekilde açıklanmasını talep ediyoruz.
7. Orman yangınları hızla devam etmekteyken, 28 Temmuz 2021'de Resmi Gazete'de yayınlanan ve orman alanlarının kullanımı üzerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı'na birçok yeni yetki tanıyan Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un, orman alanlarımızın yüzölçümünü azaltıp azaltmayacağına dair resmi bir açıklama talep ediyoruz.
8. Başta Orman Teşkilatı'na, yangınla mücadele eden hava ve kara unsurlarına, ayrım yapmaksızın Türkiye'nin her yerinden yangınla mücadeleye gelen itfaiye, sağlık ve veteriner ekiplerine şükranlarımızı sunarız. Yöre halkımıza ve tatil yaparken yangına yakalanan yurttaşlarımıza hem verdikleri mücadele hem de ekiplere sundukları katkılar için 11 Büyükşehir belediye Başkanı olarak minnettarız."
BÜYÜKŞEHİR MECLİSİ OLAĞANÜSTÜ TOPLANDI
Yangın çıktığı ilk andan itibaren bölgede olan ve çalışmaları Manavgat Afet Yönetim Merkezi'nden idare eden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, büyükşehir meclis üyelerini olağanüstü toplantıya çağırarak, çalışmalar hakkında bilgilendirdi. Başkan Böcek, yangında yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, ailelerine baş sağlığı ve sabır dileyerek, "27 yıllık siyasi hayatımda böyle bir yangın görmedim. Yangının dört yerde aynı anda çıkması düşündürücü. Can kaybımız var, binlerce canlımız da ormanda gitti. Yangın sürecinde Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak 713 araç 2 bin 108 personel ile gece gündüz oradayız" dedi.
'O AN BENİM YERİMDE KİM OLSA AYNI ÇAĞRIYI YAPAR'
Alevlerin Gündoğmuş'a doğru ilerlediği anlarda ilçeye giderek yardım çağrısında bulunduğunu ve vatandaşın yanında olduğunu ifade eden Başkan Böcek, "Her yer yangın ve alev topuydu. Belediye Hizmet Binası'nın olduğu alanda insanlar ağlayarak sarılacak kişi arıyordu. Herkes bize "Başkanım bizi kurtarın" diye önümüze atlamış. Ben gittiğimde orada sadece iki helikopter vardı. Sosyal medyadan bir çağrı yaptım. Paylaşımın altına Gündoğmuşlular, "Allah razı olsun başkanım bizi yanmaktan kurtardın" diye yazmış. Ben orada bağırmayayım da kim bağırsın. Kim feryat etsin. Eğer Muhittin Böcek olarak orada bağırmasaydım 2 helikopter devam edecekti. Bin defa da olsa yine yaparım. Bin defa doğruyu yapmaya devam edeceğim. İnsanlar yanıyor derken, bir yeri velveleye ver düşüncesi değildir, o an benim yerimde kim olsa aynı çağrıyı yaparsınız" diye konuştu.
KREDİ KULLANMA YETKİSİ VERİLDİ
Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi'nde Başkan Böcek'in bilgilendirmesinin ardından siyasi partilerin grup sözcüleri de söz alarak yangından zarar gören vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti. Gündem konuşmalarının ardından, Manavgat ilçesi ve çevre ilçelerinde yaşanan yangın felaketi sonrasında, zararların tespitinin yapılmasına yönelik komisyon oluşturulmasına, yönelik komisyon oluşturulması, yaraların sarılması, gıda, barınma, ilaç, tedavi, ev eşyası, inşaat malzemesi vb. ihtiyaçların temin edilmesi, zarar gören alanların temizliği, onarımlarının yapılabilmesi için ek ödenek tahsis edilmesi ile ilgili madde görüşüldü. Ayrıca ek olarak helikopter veya uçak alımı ya da kiralanması konusunda bakanlık izni alınarak Başkan Böcek'e 100 milyon TL'ye kadar kredi kullandırılması konusunda meclis tarafından yetki verildi.
ASAT BORÇLARI ERTELENİYOR
Büyükşehir Belediye Meclis toplantısının ardından ASAT Genel Kurulu da yapıldı. Genel kurulda Manavgat, Akseki, Alanya, Gündoğmuş ve Gazipaşa ilçelerinde 28 Temmuz günü başlayan ve etkili olan orman yangınları nedeniyle bahse konu bölgelerde bulunan ASAT abonelerine ait borç erteleme veya iptal edilmesi için ASAT Yönetim Kurulu'na yetki verildi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.