"Yutkunurken cam parçaları, dikenli tel yutuyormuş hissi yaşıyordum"
Antalya'da yaşayan Demet Çileli Baz, koronavirüsü 9 günü hastanede, 14 günü evde süren tedavinin ardından atlattı. Baz, "Yutkunurken cam parçaları, dikenli tel yutuyormuş hissi yaşıyordum." dedi.
Antalya'da yaşayan Demet Çileli Baz (34), koronavirüsü 9 günü hastanede, 14 günü evde süren tedavinin ardından atlattı. Baz, 2,5 ay geçmesine rağmen ciğerlerindeki buzlu cam görüntüsünün devam ettiğini ve nefes almakta zorlandığını söyledi. "Yutkunurken cam parçaları, dikenli tel yutuyormuş hissi yaşıyordum".
Antalya'da koronavirüsü yenenlerden Demet Çileli Baz, tedavi sürecini ve sonrasında yaşadıklarını anlattı. Kepez ilçesinde, yüzde 90 ağır otizmli oğluyla birlikte yaşayan, Akdeniz Otizm Spor Kulübü Derneği Başkanı Demet Çileli Baz, nisan ayında yüksek ateş ve eklem ağrısı şikayetleriyle özel hastaneye başvurdu. Yapılan tetkiklerde zatürre teşhisi koyulan Baz, ilerleyen günlerde şikayetlerinin artması üzerine pandemi hastanesi olan Kepez Devlet Hastanesi'ne başvurdu.
TEDBİRLERE UYUN ÇAĞRISI
Burada Covid-19 testi pozitif çıkan Baz, karantinaya alınırken, tedavisine başlandı. Tedavinin ardından koronavirüsü atlatan Baz, geçen 2,5 ay sonra hastaneye giderek, akciğer tomografisi çektirdi. Tomografi sonucunda ciğerlerindeki buzlu cam görüntüsü hala devam eden Baz, geçen uzun süreye rağmen nefes, koku ve tat almakta zorluk çektiğini söyledi. Baz, koronavirüsün yayılmasını engellemek amacıyla alınan tedbirlere uymayan kişilere ise sitem etti.
"MORALİMİZİN YÜKSEK OLMASI ÇOK ÖNEMLİ"
Hastanedeki tedavi sürecinin zorlu geçtiğini, özellikle psikolojik olarak çok yıprandığı söyleyen Demet Çileli Baz, "Nisanın ilk haftasında yüksek ateş, eklem ağrıları, sırt ve göğsümdeki ağrı nedeniyle hastaneye başvurdum. Yapılan testim pozitif çıkınca beni hemen karantinaya aldılar. 9 gün hastanede karantinada kaldım. Aslında koronavirüsün dışında bir de psikolojik sıkıntı yaşanıyor. Küçücük bir odada hiç kimseyle iletişim kuramıyorsunuz. Odaya yalnızca hemşire ve doktorlar geliyor. Genel olarak bu süreçte moralimizin yüksek olması çok önemli" dedi.
"PARA ALIŞVERİŞİNDEN KAPTIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM"
Evine verdiği market siparişlerinde yaptığı para alışverişi sırında koronavirüs kapmış olabileceğini belirten Baz, "Koronavirüsün Türkiye'de görülmesi ve sokağa çıkma kısıtlamalarının başlamasıyla birlikte ben de ağır otizmli olan oğlumla evden hiç çıkmadık. Sadece evimizin bahçesine çıkıyorduk. Gerçekten nasıl kaptığımı bilmiyorum. Kendimiz dışarı çıkmasak da dışarı ile temasımız devam ediyordu. Günlük market siparişimiz oluyordu, alışveriş sırasında para alışverişi yapıyorduk. Ben bu şekilde kaptığımı düşünüyorum" diye konuştu.
Toplumda gençlerin koronavirüsü daha kolay atlattığı yönünde algı oluştuğunu söyleyen Baz, "Ben genç bir kadınım, kronik bir rahatsızlığım da yok. Koronavirüsü yenmemin üzerinden 2,5 ay geçmesine rağmen hala çok büyük sıkıntı yaşıyorum. Nefes almakta güçlük çekiyorum. Bunun kısa sürede geçeceğini de düşünmüyorum. Spor yapmama rağmen ciğerlerimde ağrılar hissediyorum. Kendimde hayata dair eksiklikler hissediyorum" dedi.
"DİKENLİ TEL YUTUYORMUŞ HİSSİ YAŞIYORDUM"
Tedavi sürecinde sık sık öksürük krizleri yaşadığını belirten Baz, "Yutkunurken cam parçaları, dikenli tel yutuyormuş hissi yaşıyordum. Bu sıkıntıyı zaman zaman yaşamaya devam ediyorum. Ağzımda çok fazla kuruluk oluyordu. Tedavimin bitmesine rağmen hala koku ve tat almakta zorluk çekiyorum. Geçen hafta hastanede tekrardan bir ciğer tomografisi çektirdim. Şu an ciğerlerim hala çok kötü durumda, buzlu cam görüntüsü devam ediyor" diye konuştu.
Koronavirüse karşı alınan tedbirlere uymayan kişilere sitemde bulunan Baz, "16 yaşında yüzde 90 ağır otizmli oğlum var. Yıllardır otizmle mücadele ediyoruz. Normal bireylere bu hastalığı anlatmak, kabul ettirmek çok kolay. Ancak otizmli bir bireye bunu anlatmak çok daha zor. Bizi koronavirüs kadar otizm de çok yıprattı. Eldeki imkanlarla hayatımızı güzelleştirmeye çalıştık. Çok şükür atlattım. Bu hastalık yaşlı, genç ayırt etmiyor. Ben genç bir kadınım. Buna rağmen çok zorlu süreç geçirdim." dedi.
FİZİKİ MESAFEYE DİKKAT
Tedbirlerin elden bırakılmaması gerektiğini belirte Baz, sözlerini şöyle tamamladı: "Sosyal mesafe kuralına uyalım. Bu süreçte en büyük psikolojik problemlerden biri de toplumun bizlere yani koronavirüsü atlatan kişilere bakışı. Virüs gibi yaklaşıyorlar. Aslında şu an bizlerin kanı virüs değil şifa taşıyor. Bu algının bozulması gerekiyor. Üstümüzde çok ciddi psikolojik bir baskı hissediyoruz. Bizler bu süreci atlattık. Dolayısıyla bizlerden korkmalarına gerek yok. Aramıza sadece fiziki mesafe koyalım".
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.