Nadide Gururun Gölgesinde 100 Yıllık Tarihiyle Cumhuriyet!

Nadide Gururun Gölgesinde 100 Yıllık Tarihiyle Cumhuriyet!

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kazandıkları Milli mücadele sonucunda 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'in ilan edilmesine kadar geçen süreç, tarih sahnesinin en önemli dönüm noktası oldu. İşte tarihin dönüm noktasından detaylar...

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Millî Mücadele'nin başarıyla sonuçlanmasıyla düşmanı yurttan atan, Saltanat'ı kaldıran ve Lozan barış görüşmelerini başlatan bir dönemi tamamlamıştı. 1 Nisan 1923'te yapılan seçimler sonucunda,Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu adayları büyük bir çoğunlukla seçimi kazandı ve yeni Meclis 11 Ağustos 1923'te açıldı.

CUMHURİYET'İN İLANINA KADAR GEÇEN SÜREÇTE NELER YAŞANDI?

Lozan Antlaşması'nın onaylanmasının ve Ankara'nın başkent olarak ilan edilmesinin ardından, 9 Eylül 1923'te Anadolu Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu Halk Partisine dönüştürüldü. Bu dönemde rejimin adının konulması gerekiyordu. Meclis içindeki değişimler ve istifaların ardından, 25 Ekim 1923'te yapılan seçimler sonucunda Rauf Bey, Meclis ikinci başkanı olarak seçilirken, Sabit Bey de Dâhiliye vekilliğine getirildi. Ancak Mustafa Kemal Paşa, Sabit Bey'in geçmiş valilik deneyimlerine dayanarak, onun yeni Türkiye'nin iç işlerini yönetecek kapasitede olmadığına inanıyordu. Bu gelişmelerin ardından Mustafa Kemal Paşa, hükümet üyelerini Çankaya'da topladı ve istifalarını önerdi. Muhalefetin gücünü sınamak için, hükümet üyelerinden tekrar milletvekili seçilmiş olsalar bile bu görevi kabul etmemelerini istedi (25 Ekim 1923). İki gün sonra hükümet istifa etti ve bu istifa önce parti genel kurulunda, ardından mecliste açıklandı.

Muhalefet, yeni bir hükümet oluşturmak istese de başarılı olamadı. Halk Partisi Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Bey, bir hükümet listesi hazırladı ve bu konuda Mustafa Kemal Paşa'nın da görüşlerini almak için onu parti yönetim kuruluna çağırdı (28 Ekim 1923). Mustafa Kemal Paşa, listeyi inceledikten sonra, adı geçen kişilerin görüşlerinin alınmasını istedi. Bazı kişiler hükümette yer almak istemediklerini belirttiler, bu nedenle daha kesin bir liste üzerinde anlaşmak için gereken görüşmelerin yapılmasını tavsiye ederek toplantıdan ayrıldı.

ataturkkk.jpg

ULU ÖNDER  ATATÜRK 27 EYLÜL 1923'TE NEUE FREI'YA DEMEÇ VERDİ!

Gazi Mustafa Kemal Paşa, 27 Eylül 1923'te Neue Frei Prese'ye verdiği demeçte, yürürlükteki anayasaya göre Türkiye'deki sistemin cumhuriyet olduğunu belirtti. Yürürlükteki sistem Meclis Hükümeti sistemi olarak işliyordu. Bu sistemde devlet başkanlığı görevi Meclis Başkanlığı tarafından yürütülüyordu ve hükümet üyeleri Meclisten ayrı ayrı seçiliyordu. Ancak bu durum, hükümetin etkinliğini ve iç tutarlılığını zayıflatabiliyordu. Meclis üyeleri arasında anlaşmazlıklar ve çatışmalar mevcuttu. Fethi Bey'in İcra Vekilleri Reisliği ve Dâhiliye Vekilliği görevini üstlenmesi, bazı kesimler tarafından olumsuz karşılanıyordu. Hükümet üyeleri, sık sık eleştirilere maruz kalıyor ve Fethi Bey'in görevini sürdürmesi zorlaşıyordu. Bu durum sonucunda Fethi Bey, 24 Ekim 1923'te Dâhiliye vekilliğinden istifa etme kararı aldı.

Bu istifa, Türkiye'nin siyasi ve idari yapılanmasında yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyordu. Mustafa Kemal Paşa liderliğindeki hareket, ülkenin iç sorunlarıyla etkin bir şekilde başa çıkmak ve çağdaş dünyanın bir parçası haline gelmek için adımlar atmaya devam ediyordu.

ataturk-hnrz-cover.jpg

ULU ÖNDER ATATÜRK CUMHURİYET'E GEÇİŞ FİKRİNİ KONUKLARIYLA PAYLAŞTI!

28 Ekim 1923 akşamı Ulu Önder Atatürk, Çankaya'da düzenlenen akşam yemeğinde, Halit ve Kemalettin Sami Paşa'yı keşfetmesi üzerine, Müdafaa-i Milliye Vekili Kâzım Paşa aracılığıyla onları da yemeğe çağırdı. Yemekte, Atatürk "Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz." diyerek uzun süredir üzerinde çalıştığı Cumhuriyet'e geçiş fikrini konuklarla paylaştı. İsmet Paşa dışındaki diğer konuklar erken ayrıldıktan sonra, Atatürk ve İsmet Paşa, Teşkilât-ı Esasiye kanununda yapılacak değişikliklerle hedeflerine ulaşabileceklerini gördüler.

Bu amaçla, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu'nun birinci maddesinin sonuna, "Türkiye Devletinin hükümet şekli cumhuriyettir." cümlesi eklenirken, üçüncü madde şu şekilde değiştirildi: "Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare edilir. Meclis, hükümetin yönetim kollarını bakanları aracılığıyla yönetir." Anayasanın sekizinci ve dokuzuncu maddeleri de şu şekilde değiştirildi: "Türkiye Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir. Cumhurbaşkanlığı görevi, yeni Cumhurbaşkanının seçilmesine kadar devam eder. Görev süresi biten Cumhurbaşkanı yeniden seçilebilir. Türkiye Cumhurbaşkanı devletin başkanıdır. Bu sıfatla gerekli gördükçe Meclis'e ve hükümete başkanlık eder. Başvekil, Cumhurbaşkanı tarafından ve Meclis üyeleri arasından seçilir. Diğer vekiller, Başvekil tarafından yine Meclis üyeleri arasından seçildikten sonra, tümünü Cumhurbaşkanı Meclisin onayına sunar. Meclis toplantı halinde değilse onaylama Meclisin toplantısına bırakılır." İfadeleri yer aldı.

"YAŞASIN CUMHURİYET!" SESLERİYLE YENİ YÖNETİM ŞEKLİ KABUL EDİLDİ!

Parti Yönetim Kurulu, Fuat Paşa başkanlığında hazırladığı hükümet listesini Genel Kurula sundu. Bu sunum sonrasında milletvekilleri arasında görüş ayrılıkları baş gösterdi. Milletvekillerinin önemli bir kısmı, krizin çözümü için Mustafa Kemal Paşa'nın müdahale etmesini ve kendilerini bilgilendirmesini talep etti. Bu talep doğrultusunda, parti meclisi tarafından Mustafa Kemal Paşa'ya yetki verilmesini öneren bir önerge okundu ve kabul edildi. Buna bağlı olarak Mustafa Kemal Paşa, Meclis'e çağrıldı ve Halk Partisi toplantısına katıldı. Hükümet sorununa çözüm bulunamadığını belirterek, çözüm için yapacağı öneri için bir saat izin istedi. Bu istek kabul edildi ve ardından yapılacak öneriyi hazırlamak üzere gerekli kişilerle bir araya geldi.

ataturk-1-kasim-1933.png

29 EKİM 1923'TE CUMHURİYET'İN İLANI!

Mustafa Kemal Paşa, akşam İsmet Paşa ile hazırladığı yasa teklifini arkadaşlarıyla paylaştı. Halk Partisi Genel Kurulu'nda, hükümetin oluşturulamama nedeninin hükümet üyelerinin tek tek Meclisten seçilmesinden kaynaklandığını belirterek bir teklif sundu. Teklif ve önerilen maddeler, uzun ve sert tartışmalardan sonra tek tek oylanarak kabul edildi. Teklif, "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri arasında alkışlarla kabul edildi (29 Ekim 1923).

Cumhuriyetin ilan edildiği gece, telgraflar yurdun dört bir yanına gönderilerek duyuruldu. Halk coşkuyla Cumhuriyetin ilanını kutlarken, Saltanat ve Hilafet yanlıları ile İstanbul Basını ve Millî Mücadele sırasında Mustafa Kemal ile birlikte mücadele eden bazı devlet adamları, Cumhuriyetin ilanına sert tepki gösterdi. Bu grupta Rauf Bey, Kâzım Karabekir Paşa ve Ali Fuat Paşa gibi eski silah arkadaşları ve bazı milletvekilleri yer alıyordu. Bu isimler, işin aceleye getirildiğini ve kendilerine haber verilmeden Cumhuriyetin ilan edildiğini belirterek tepkilerini dile getirdiler. 29 Ekim 1923'te Halk Partisi Grubu, Fethi Bey'in başkanlığında toplandı. Cumhuriyet'in ilanı ve yeni düzenlemeler hakkında görüş alışverişinde bulundu. Bu tarihi dönüm noktası, Türk tarihinin ve siyasi yapısının bir dönüm noktası olarak kayda geçti.

ataaa.jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler