Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Türkiye'deki ekonomik programın temel bileşenlerini açıkladı. Bu programın üç temel bileşeni mali disiplinin tesis edilmesi, enflasyonun düşürülmesi için kademeli parasal sıkılaştırma ve yapısal reformlardır. Bakan Şimşek kurumsal bağımsızlık bütçe disiplini ve ekonomik reformlara olan inancıyla tanınmaktadır ve yeni ekonomi programını bu temel prensipler üzerine kurmayı hedeflemektedir. Yüksek enflasyon belirsizlik yaratır ve ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir. Düşük enflasyon ise ekonomik istikrar sağlar. İstikrarlı bir enflasyon ortamı işletmelerin planlama yapmasını kolaylaştırır yatırımları teşvik eder ve ekonomik büyümeyi destekler. Yüksek enflasyon dönemlerinde merkez bankaları genellikle faiz oranlarını yükseltirler. Enflasyon düşük olduğunda merkez bankaları faiz oranlarını genellikle düşürebilirler.

BAKAN ŞİMŞEK KENDİ EKİBİNİ KURDU

Bakan Şimşek kendi ekibini kurmuş ve yeni ekonomi programının rotasını çizmiştir. Buna göre ekonominin yeni sistemi üç temel bileşenden oluşacaktır. Bu bileşenler ekonominin sağlıklı bir temel üzerine inşa edilmesini enflasyonun kontrol altına alınmasını ve yapısal sorunların çözülmesini hedeflemektedir. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamaları neticesinde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Ekibini kurduğunu ifade etmiştir. Buna takriben enflasyonun tek rakamlı sayılara düşeceği ifade ettiği bildirildi. Düşük enflasyon dönemlerinde sabit gelire sahip insanlar alım güçlerini daha iyi koruyabilirler. Emekliler düşük enflasyonla birlikte emekli maaşlarının satın alma gücünü daha iyi koruyabilirler.

ENFLASYON DÜŞMESİ FAYDASI NELER?

Satın alma gücü artar. Düşük enflasyon tüketici fiyatlarının daha istikrarlı bir şekilde artmasını sağlar. Bu da tüketicilerin satın alma gücünün korunmasına ve artmasına yardımcı olur. Tüketiciler, daha düşük fiyatlarla daha fazla mal ve hizmet satın alabilirler. Daha düşük faiz oranları tüketici kredileri konut kredileri ve işletme kredileri gibi borçlanma maliyetlerini azaltır. Bu da tüketimi ve yatırımları teşvik eder. Bu da daha iyi yaşam standartlarına ve gelir eşitsizliğinin azalmasına katkıda bulunabilir. Düşük enflasyon sermaye birikimini ve yatırımları teşvik eder. Yatırımcılar satın alma güçlerinin azalmayacağı bir ortamda daha istikrarlı ve uzun vadeli yatırımlar yapma eğilimindedirler. Bu da ekonomik büyümeyi destekler ve iş yaratır.