Şemsettin Suzan, yaklaşık 2,5 milyon nüfusa sahip turizm kenti Antalya'da ayakta kalabilen tek elek ustası. Elek işine neredeyse ömrünü adayan Suzan, 40 yıldır 20 metrekarelik dükkanında demir telleri bükerek birbirine bağladıktan sonra elek yapıyor. Mesleğe çırak olarak başladığında ustasının her sabah önce dükkanın içini, ardından önünü süpürdüğünü gören Suzan da her gün saat 08.00'de açtığı dükkanın önce içini, ardından önünü süpürüyor.

ESKİDEN İŞ İÇİN, ŞİMDİ SÜS İÇİN

Şemsettin Suzan, ahşap kasnaklardan oluşturduğu bir çemberin içerisine çeşitli kalınlıklarda gerdiği demir telleri yine bir başka demir telle sarmaya başlıyor. Bu sarma işlemi eleğin delik numarasına ve büyüklüğüne bağlı olarak ortalama 1 saat sürüyor. Loş ışığıyla gizemli bir havaya bürünen dükkanda demir telleri bir ip gibi kolayca eğip bükerken geçmişe yolculuk yapan Suzan, günde ortalama 10 elek yapıyor.

Mesleğinin geldiği noktaya üzülen ve biraz da hayıflanan Şemsettin Suzan, gençlerin bu türden işlere heveslenmediğini, bu nedenle mesleğin son temsilcilerinden biri olduğundan dert yandı. Suzan, eskiden eleklerin iş için, tahıl elemek için alındığını, şimdilerde duvarlarda süs ve dekor için tercih edildiğini söyledi.

"MODASI GEÇTİ"

Antalya'da işletme olarak iki kişi kaldıklarını anlatan Suzan, bu işin bir geleceğinin kalmadığını söyledi. Çırakların ya da çocukların hevesinin kalmadığını anlatan Suzan, "'Modası geçti" diyerek kimse yanaşmıyor bu işe. Çocuklarım biliyor, yaparsa onlar yapar. Bu iş artık bir ev geçindirmez. Emekli olduğum için biraz idare edebiliyorum. Yeniden dünyaya gelsem bu işi yine yapardım. Bununla güzel vakit geçiriyorum o yüzden bu işi yapardım" dedi.

Suzan, kendisi gibi bir elek ustası daha olduğunu, ancak onun da kısa süre önce dükkanını kapattığını söyledi.