Dağtaş "Mecliste, orada burada kontrollü darbe diyerek bizim yaramızı deşmesinler. Çocuklarımıza hakaret etmesinler. Yazık, günahtır" dedi.

Darbe girişiminden 4 gün önce Erzincan'dan Ankara'ya Kara Harp Okulu Bando Bölük Komutanlığı'na tayin edilen Astsubay Başçavuş Ziya İlhan Dağdaş, kiraladığı bir eve yerleşti. Dağdaş, darbe girişimi gecesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halkın sokağa çıkması için çağrı yapması üzerine sivil kıyafetle Genelkurmay Başkanlığı'nın önüne gitti. Astsubay Dağdaş, burada başına isabet eden kurşunla şehit oldu.

Dağdaş'ın Muğla'da oturan annesi, darbe girişimi sonrası oğlundan haber alamayınca Ankara'ya gitti. İlk önce oğlunun gözaltına alınan askerler arasında olduğunu düşünen işçi emeklisi anne Birsen Dağdaş, listede adını bulamayınca, bu kez hastaneleri araştırdı. 6 gün oğlunu arayan Dağdaş, son çare olarak Ankara Adli Tıp Kurumu'na gitti. Burada kimliği belirsiz kişilere ait cesetler olduğunu öğrenen Birsen Dağdaş, DNA örneği verdi. Dağdaş, darbe girişiminden 8 gün sonra kendisini arayan Adli Tıp Kurumu'ndaki görevlilerden acı haberi aldı. Dağdaş'ın cenazesi, memleketi Muğla'da toprağa verildi. 15 Temmuz şehidinin ismi, Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nce Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'ne verildi.

'DEMİR PARMAKLIKLARIN ARKASINDA ÇÜRÜSÜNLER'

Birsen Dağdaş, 5 yıl önce yaşanan kalkışmayı hiçbir zaman aklından çıkaramadığını belirterek, "Gece başımı yastığa koyuyorum 15 Temmuz aklımda, sabah kalkıyorum 15 Temmuz aklımda. Yaşadığım acıları bir türlü unutamıyorum. Tek tesellim çocuğumun şehit olması. Vatanı, milleti ve toprağı için mücadele etti. Allah yolunda şahadet şerbeti içti. Şehit olma isteğini, sonradan arkadaşlarından öğrendim. Şehitlerimizin hepsinden gurur ve onur duyuyorum. Her birinin mekanı cennet olsun. Gece-gündüz acısını unutamıyorum. Gözlerimdeki yaş kurumuyor. Yapacağım bir şey yok. Gözlerim nasıl yastığı ıslatıyorsa, o hainlerde içeriden çıkamasın, demir parmaklıkların arkasında çürüsünler" dedi.

'15 TEMMUZ ŞEHİTLERİ AMERİKAN PİYONLARI İLE MÜCADELE ETTİ'

Evladının acısının hiçbir zaman dinmeyeceğini söyleyen Birsen Dağtaş, bazı siyasilerin "kontrollü darbe" söylemlerinin bu acısını daha da artırdığını söyledi. Bu düşünceye tepki gösteren Dağdaş, "Meclis'te, orada burada kontrollü darbe diyerek bizim yaramızı deşmesinler. Çocuklarımıza hakaret etmesinler. Yazık, günahtır. Bizim evlatlarımız olmasa ne Meclis kürsüsünde konuşabilirler ne de rahatça arabalarına binip gezebilirler. Askerlerimiz dağlarda, tepelerde bizim için mücadele ediyorlar. 15 Temmuz şehitleri de Amerikan piyonlarıyla mücadele etti ve toprağın altında yatıyorlar. Siyasiler bizi üzmesin ve acımızla kavrulup duralım" diye konuştu.

Birsen Dağdaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ı da ziyaret etmek istediğini sözlerine ekledi.