Üreticiden 'aracıya' fiyat tepkisi
Antalya'da örtü altı sebze üretimi yapan üretici, sattıkları ürünün son alıcıya 2-3 katı fiyata satılmasının sorumlusunun kendileri olmadığını, aracıların bunda etkili olduğunu söyledi.
Türkiye'nin örtü altı sebze üretim merkezi Antalya'daki üreticiler ve sektör temsilcileri ürünlerin tarladan sofraya gelişindeki ciddi fiyat artışlarına tepki gösterdi. Üreticiler ve sektör temsilcileri, kendilerinin zaman zaman maliyetine sattıkları ürünlerin tezgahlara bu kadar yüksek fiyatlarla yansımasından şikayet ederken, kazananın kendileri değil, aracılar olduğunu söyledi.
"BÜYÜK KAR ELDE EDENLER KİMDİR?"
Kumluca Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı ve domates üreticisi Mustafa Çetin, "Biz sıcak iklim olmasından dolayı ülkemiz için üretim yapmaya devam ediyoruz. Fakat belimizi büken bir şey var. Bugün Kumluca Toptancı Hali'nde domates fiyatı 1.80- 2.20 lira arasında. Bu domatesler İstanbul'da 10 liraya satılıyor. Bu aradaki farkı kim yiyor? Biz maliyetinin altında domates satarken o aradaki farkı götüren, büyük kar elde edenler kimdir? Biz bunların irdelenmesini istiyoruz. Kimse hakkımızı yemesin. Kimse ülke çiftçisinin belini bükmesin. Bu konuda devlet yetkililerini göreve davet ediyoruz" dedi.
"ÜRETİCİ ZARARINA SATIYOR, TÜKETİCİ ÇOK PAHALI YİYOR"
Kumluca Ziraat Odası Başkanı Hidayet Kökce ise, "Biz ne kadar mal satarsak karlıyız. Çünkü seralarımız dopdolu. Çünkü biz ürettik. Yüce Mevlamız bize verdi. Gecemizi gündüzümüze kattık, ürettik. Emeğimizin karşılığını almak istiyoruz. Dışarıya bağlı kalmamak için üretmeye devam ediyoruz. 1 lira ile 1.80 lira arasında giden domatesin 1 liranın üzerine koyduğumuz nakliye, ambar, masrafları ile birlikte oldu 3 lira. 1 lira da orada tüccar koysun, aracı koysun, 4 lira. 1 lira da market veya manav koysun 5 lira. 5 liraya satılmış olsa bizim malımız iç piyasada epey bir gidecek. Ama baktığımız zaman 10- 15 liraya domates satılıyor. Bu da bizi üzüyor. Üretici ile tüketicinin arasını tamamen açıyor. Üretici hakkını alamıyor, zararına satıyor, tüketici de çok pahalı yiyor. Tüketici de diyor ki üretici çok pahalı mı satıyor. Bu fiyat uçurumuna neden olan, aradaki farkı yiyenler kimlerdir. Bizim çoluğumuz çocuğumuz bu seranın içinde. Burada yatıyoruz. Burada büyüyoruz. Benim çocuklarım burada büyüdü. Torunlarım da burada büyüyor. Çayı burada, ekmeği burada, yemeği burada. Gece sabaha kadar don bunun içinde. Biz ev yüzü görmüyoruz. Allah rızası için emeklerimizi zayi etmesinler. Aradaki farkı kimler yiyorsa parayı, yani 3 liranın üstünde 10- 15 liraya kimler satıyorsa onları yüce Allah'a havale ediyorum. Bunu devletimiz takip etsin. Bunları bulsun Allah rızası için. Yalvarıyoruz" diye konuştu.
"KURAKLIK VE DOLU PORTAKAL FİYATINI ETKİLEDİ"
Finike Meyve Üreticileri Tarımsal Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve narenciye üreticisi Celal Bülbül, portakal bahçelerinde 2020 yılının Mayıs ayında Akdeniz Bölgesi'nde yaşanan sıcak havadan dolayı ürün kayıpları meydana geldiğini, eylül-ekim aylarında yaşanan dolu felaketi nedeniyle kayıpların daha da arttığını söyledi. Bülbül, "Kaybın fazla, ürünün az olduğu yerde ürün fiyatları sezon içerisinde dönem dönem çok çok yükselebiliyor. Siz, bir ağaçtaki 200-300 kilo ürünün tamamını pazara gönderemiyorsunuz. Ürün kayıpları meydana geliyor. Iskartaya ayrılıyor. Çürükler seçiliyor. Ürün kaybı maliyeti direkt artırıyor" dedi. Celal Bülbül, yaş meyve ve sebzenin çabuk bozulan bir ürün olduğunu, hem üretici hem de nihai satış noktasına kadar olan zincirde risk oluşturduğunu, bunun da fiyat yükselten önemli bir unsur olduğunu belirtti.
ÜRETİCİ DE TÜKETİCİ DE MEMNUN DEĞİL
Gazipaşa'da 4 dekar örtü altı alanda patlıcan üretimi yapan Olcay Uysal, fiyatların geçen yılın altında seyrettiğini, aracılar tarafından yapılan artışlarla pazarda üç katına satılan ürünün vatandaşın cebini yaktığını söyledi. Uysal, "Patlıcanlarımızı eylül ayında toprakla buluşturduk. İlk hasada 80 kuruş, 1 liradan başladık. Şu anda da fiyat 3,5- 4 lira ama İstanbul'daki vatandaşlar, ürünü 10- 15 liraya alıp yiyor. Arada kaç aracı var onu bilmiyoruz. Ürünleri vatandaşımız hem pahalıya yiyor hem biz para kazanamıyoruz. Biz aynı zamanda tüketiciyiz, bizim de gıda ihtiyacımız oluyor, onlar da arttı. Fiyatlar çok yüksek biz de alamıyoruz. Ürünleri istediğimiz fiyata satamıyoruz" dedi.
"YUMURTADA FAHİŞ FİYATIN SORUMLUSU ARACILAR"
Türkiye'nin yumurta piyasasının belirlendiği Afyonkarahisar'daki üreticiler de aynı durumdan şikayetçi. Afyon Yumurta A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Genç, Afyonkarahisar'da çiftlikten çıkan yumurtanın tane fiyatının 60 kuruş, koli fiyatının ise 18 lira olduğunu, ulusal marketlerde 30, 34 ve 36 liradan satılan yumurtanın koli fiyatının fahiş olduğunu, üreticinin günah keçisi gibi gösterildiğini söyledi. İsmail Genç, "Afyon'da bizim 63-72 gram diye sınıflandırdığımız büyük yumurtanın çiftlik koli satış fiyatı, hiçbir zaman 20 lirayı geçmedi. Ulusal marketlerde 30 lira, 34 lira, 36 lira gibi fahiş fiyatlarda satılmasının bizimle hiçbir ilgisi yok. Şu an 63-72 gram büyük yumurtanın bu hafta için koli fiyatı 18 lira. Yani o yüzden üreticiyi günah keçisi ilan etmenin anlamı yok. Şu anki satış fiyatlarımız maliyet sınırında. Cebimize giren bir kar marjı yok. Maalesef her şeyde olduğu gibi yine aracılar kazanıyor" dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.