DHA İSTANBUL BÜLTENİ- 2 

DHA İSTANBUL BÜLTENİ- 2 

"Bugüne kadar olduğu gibi inşallah bundan sonra da size destek olmaya, maddi ve manevi olarak sizlerin yanında durmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle sizin...

1- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN SAĞLIK ÇALIŞANLARINA MEKTUP

*Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,

"Bugüne kadar olduğu gibi inşallah bundan sonra da size destek olmaya, maddi ve manevi olarak sizlerin yanında durmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle sizin ve ailenizin 14 Mart Tıp Bayramını can-ı gönülden tebrik ediyor; sağlıklı, huzurlu ve mutlu günler diliyorum."

"Haftalarca evine gidemeyen, çocuklarına, sevdiklerine sarılamayan sağlık çalışanlarımız, vatandaşlarımızı bir an önce sağlığına kavuşturmak için gecelerini gündüzlerine kattılar. Türkiye'nin tüm dünyada örnek gösterilen koronavirüs mücadelesinde sizin bu fedakarlığınızın ve gayretinizin çok önemli payı bulunuyor."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı için sağlık çalışanlarına bir mektup yazdı.

Toplumsal konularda farkındalık oluşturmak amacıyla kurulan Lütfen Platformu tarafından, Kovid-19 sürecinde büyük bir özveriyle hizmet veren sağlık çalışanları için "Destan Yazanlara Mektup Yazalım" sloganı ile düzenlenen dijital mektup kampanyasının ilk mektubunu Cumhurbaşkanı Erdoğan yazdı.

Erdoğan mektubunda, "Sevgili kardeşim sizi ve ailenizi en kalbi duygularımla selamlıyor, 14 Mart Tıp Bayramınızı tebrik ediyorum. Tıp Bayramının siz sağlık çalışanlarımız için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Size ve tüm meslektaşlarımıza milletimiz ile tüm insanlığa yaptığınız hizmetler için şükranlarımı sunuyorum" diyerek şunları kaydetti: "Sağlık çalışanlarının bilgi, gayret ve becerinin fedakarlıkla birleştiği, doğrudan insan hayatına dokunan saygın bir mesleği icra ediyor. 14 Mart'ı sağlık çalışanlarına vefa ve minnet borcunu ödemenin bir vesilesi olarak görüyoruz. Tarih boyunca, gerektiğinde canları pahasına milletin yardımına koşan sağlık teşkilatı, koronavirüs salgınına karşı yürüttükleri zorlu mücadelede de yine en ön safta yer aldı. Haftalarca evine gidemeyen, çocuklarına, sevdiklerine sarılamayan sağlık çalışanlarımız, vatandaşlarımızı bir an önce sağlığına kavuşturmak için gecelerini gündüzlerine kattılar. Türkiye'nin tüm dünyada örnek gösterilen koronavirüs mücadelesinde sizin bu fedakarlığınızın ve gayretinizin çok önemli payı bulunuyor.

Bu süreçte sizlerin yükünü hafifletmek, çalışma şartlarınızı kolaylaştırmak, ihtiyaçlarını gidermek için tüm imkanları seferber ettik. Sağlık altyapımıza son 18 yılda yaptığımız devasa yatırımlara ilaveten, sadece salgın döneminde toplam 16 bin yatak kapasiteli 25 yeni sağlık tesisi ile 11 ek hizmet binasını devreye aldık. Şimdiye kadar 30 bine yakın canımızı bizden koparan koronavirüsle mücadelemizin henüz bitmediğini biliyoruz. Salgın tehdidi tamamen ortadan kalkana kadar elbirliği içinde çalışmayı sürdürmemiz gerekiyor. Bir taraftan "yeni normal" sürecinin adımlarını atarken, diğer taraftan da sağlık sistemimizi ayakta tutacak çalışmalar yürütüyoruz. Her fırsatta vatandaşlarıma kendilerinden, maske, mesafe ve temizlik kurallarına uyarak sizlere yardımcı olmalarını beklediğimi ifade ediyorum. Son bir asrın en büyük sağlık felaketinde milletimize canla başla hizmet ettiğiniz için size tekrar teşekkür ediyorum. Salgınla mücadelede hayatını kaybeden meslektaşlarınıza bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır niyaz ediyorum. Bugüne kadar olduğu gibi inşallah bundan sonra da size destek olmaya, maddi ve manevi olarak sizlerin yanında durmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle sizin ve ailenizin 14 Mart Tıp Bayramını can-ı gönülden tebrik ediyor; sağlıklı, huzurlu ve mutlu günler diliyorum."

Öte yandan14 Mart Tıp Bayramında başlayan ve nisan ayına kadar sürecek olan kampanya kapsamında dileyen herkes "dijitalmektup.lutfenplatformu.org" adresi üzerinden sağlık çalışanlarına duygu ve düşüncelerini iletebilecek. Dijital mektuplar, Türkiye genelindeki tüm sağlık çalışanlarına ulaştırılacak.

======================

(ÖZEL)

2- ARNAVUTKÖY'DE "KIRMIZI DERE" TEDİRGİNLİĞİ (HAVADAN GÖRÜNTÜLERLE)

ARNAVUTKÖY'de çok sayıda fabrikanın bulunduğu sanayi bölgesinden geçen dere, kimyasallar nedeniyle kırmızı akmaya başladı. Çevre sakinleri duruma tepki gösterirken kırmızıya bürünen dere havadan da görüntülendi.

Arnavutköy Hadımköy Mahallesi'nde fabrikalar bölgesindeki dereden akan su kırmızıya büründü. 2 gündür derenin renginin kırmızıya döndüğü Hadımköy'de, vatandaşlar endişeye kapıldı. Dereye karışan kimyasalın fabrikalardan birinden bırakıldığı iddia eden vatandaşlar duruma tepki gösterdi.

Derenin ara sıra mavi aktığını, son 2 gündür de deredeki suyun renginin kırmızıya döndüğünü söyleyenç bir çevre sakini tedirgin olduğunu ifade etti. Dereye bir fabrika tarafından izinsiz boşaltım yapılmış olabileceğini iddia eden vatandaşlar, derenin yakınında yerleşim yeri ve onlarca fabrikanın bulunduğuna dikkat çektiler. Renginin kırmızıya döndüğü Hadımköy'deki dere, havadan da görüntülendi.

Görüntü Dökümü:

---------

-Kırmızı akan derenin drone ile havadan çekilmiş görüntüsü

-Kırmızı renkte akan dere

-Mahalle sakini Şeyma Berber ile röp

-Derenin havadan görüntübsü

======================

3- (ÖZEL) POLİSİN KADES HASSASİYETİ...

- 2,5 dakikada ulaştılar, "yeğenim bastı" diyen kadına "önemli olan yüklemeniz" dediler....

- Olan biten yaka kamerasına yansıdı

ekibi Türkiye genelinde 1.5 milyon kadının kullandığı uygulamada polisin İstanbul'daki çalışmasını yerinde görüntüledi. KADES'te olay yerine varmada hedef süre ise 5 dakika.

KADINA ŞİDDET İHBARINA 5 DAKİKADA MÜDAHALE

ekibine açıklamalar yaptı. KADES'in 2018 yılında İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından sadece kız çocukları ve kadınların kullanabileceği bir sistem olarak geliştirildiğini belirten Şube Müdürü Adir "KADES, Kadın Acil Destek Programı'nın kısaltılmış adıdır. 16 yaşındaki kız çocuklarımız ve tüm kadınlarımızın akıllı telefonlarına indirebileceği kolay bir uygulamadır. Şu ana kadar Türkiye'de 1 milyon 535 bin 830 kadınımız bu uygulamayı telefonlarına indirdi. Türkiye genelinde 92 bin 406 ihbar aldık ve ihbarlara müdahale ettik" dedi.

Uygulamanın akıllı telefonlarındaki arama motoruna KADES yazıldığında çok rahatlıkla indirilebileceğini belirten Gülpınar Adir, "Bu uygulama indirildiğinde, ad-soyad gibi tüm kimlik bilgilerinin eksiksiz girilmesi gerekiyor. Bu bilgiler girildikten sonra, bir mesajla şifre gönderiliyor. Şifre girildikten sonra ise sistem otomatik olarak aktif hale geliyor ve buton oluşturuyor. Butona basıldığı anda en yakın polis ekibi yönlendiriliyor. Bizim hedefimiz 5 dakika içinde ekiplerimizin olay yerine ulaşması ve mevcut tehlikeli durumun ortadan kaldırılması. Butona basıldığı andan itibaren ihbar sisteme düşer. Butona basıldıktan sonra en yakın polis ekibi olay yerine ulaşıyor. Trafik yoğunluğu gibi bazı aksamalar olsa bile belirlediğimiz süre 5-7 dakikada olay yerine ulaşmak." şeklinde konuştu

"BENİM İHTİYACIM YOK DEMEYİN, KADES'İ İNDİRİN"

Toplum Destekli Polislik Şube Müdürü Gülpınar Adir, genç kızlar ve kadınların KADES uygulamasına benim ihtiyacım yok, "Böyle olaylar başıma gelmez" diye düşünmeden indirmesi gerektiğini belirtti. Adir "Siz yaşamasanız da belki o sırada bulunduğunuz yerde sistemden haberi olmayan şiddet mağduru olan kızlar ve kadınlar olabilir. Siz orada butona bastığınızda polis oraya gelerek olaya müdahale edecektir" şeklinde konuştu.

"BUTONA BASTIKTAN SONRA KALABALIK ALANDA BEKLEYİN"

Şiddet olayı ya da tehdidiyle karşılaşılması halinde telefondan arama yapmak yerine butona basmanın daha kolay olduğunu belirten Adir "Böyle bir olayla karşılaştığınızda butona bastınız ve polisi bekliyorsunuz. Kendi güvenliğinizi örneğin kalabalık bir yere geçerek veya bağırıp yardım isteyerek alabilirsiniz. Polis size ulaşıncaya kadar zarar görmenizi engellemiş olursunuz. Polis kısa sürede olay yerine geldiğinde olaya müdahale edecektir" dedi.

OLAY YERİNE HIZLA ULAŞILIYOR

KADES butonuna basıldığı anda İstanbul Emniyeti Muhabere Merkezi'ndeki sistem alarm sinyali veriyor. Polisin ekranına şiddet mağduru kadının isim ve adres bilgileri düşüyor. İhbarı yapan kadının bulunduğu yere en yakın polis ekibi telsizle anons edilerek yönlendiriliyor. Polis ekipleri adrese hızla ulaşmak için büyük gayret gösteriyor. Polis ekibi KADES butonuna basan kadına ulaştıktan sonra önce ön bilgi alıyor. Şiddet uygulayan kişi varsa müdahale ediyor. Ardından en yakın polis merkezine getirilen şiddet mağduru kadınla ilgili yasal işlemler başlatılıyor.

YANLIŞ İHBARA GİDEN EKİP: ÖNEMLİ OLAN UYGULAMAYI İNDİRMİŞ OLMANIZ

Bir başka ihbar üzerine polis ekipleri 2.5 dakika gibi kısa sürede adrese ulaştı. Kapıyı açan kadın, polis memurlarına uygulamayı telefonuna indirdikten sonra yeğeninin yanlışlıkla butona bastığını anlattı. Şaşkın ve tedirgin olduğu gözlenen kadın, polis memurları tarafından anlayışla karşılandı. Polis memurları "Önemli olan bu uygulamayı indirmeniz, gerektiğinde mutlaka kullanın" yanıtını verdi.

Görüntü dökümü

-----------

-Şube Müdürü Gülpınar Adir ile röportaj

-Muhabere Merkezi'ndeki KADES bölümünden görüntüler

-İhbarın ekranda görünmesi görevli polisin nen yakın polis ekibini anons etmesi

-Polis ekibinin şiddet mağduru kadının adresine gidişi

-Şiddet mağduru kadınla görüşme

-Kadının polis aracıyla emniyete götürülmesi

-Muhabere merkezine KADES bölümüne gelen ikinci ihbar

-İhbara giden polis ekibinin yaka mikrofonundan görüntüsü

-Kadınla yapılan görüşme görüntüsü

-Muhabere merkezinden genel ve detay görüntüler

================

(ÖZEL)

4- KALDIRIM KAZILDIKÇA TARİH ÇIKIYOR

- Eyüpsultan'da Karyağdı Baba Tekkesi'nin bulunduğu alanda yapılan Arkeoloji Müzeleri denetiminde kazı çalışması başladı.

- Kazılarda, döşeme taşlarının 70 santimetre altında, tarihi dergahın duvarları, zemin döşeme yapıları ve tarihi mezar taşlarına ulaşıldı.

- Kazı tamamlandığında, bütün dergâh binasının yapı izlerine ulaşılmış ve bu yapının nasıl bir yapı olduğu, bilimsel olarak ortaya çıkarılmış olacak.

EYÜPSULTAN'da yapılan kazılarda kaldırımın altında zamana direnemeyen eski dergah binasının kalıntıları ve tarihi mezar taşları çıktı.

Eyüpsultan Gümüşsuyu Mahallesi, Karyağdı Sokağı ile Ballı Baba sokağının birleştiği yerde kurulan Karyağdı Baba Tekkesi'nin bulunduğu alanda İBB, Arkeoloji Müzeleri denetiminde kazıya başladı. Kazılar sırasında döşeme altından, zamana direnemeyen eski dergah binasının kalıntıları ve tarihi mezar taşları çıktı.

İlk kuruluş dönemi 16. Yüzyıla kadar uzanan dergah, 19. Yüzyıl'da, vaka-i hayriye olayları sırasında yıkıldı ve daha sonra yeniden inşa edildi. Ancak bugün, eski dergahtan yalnızca "Selamlık" denilen yapı kalmıştı. İstanbul'un tasavvuf kültürü ve Bektaşi geleneği için oldukça önem taşıyan ve parça parça yok olan bu alan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı'nın yürüttüğü çalışmayla, yeniden gün yüzüne çıkacak. Arkeoloji Müzeleri denetiminde alanda başlayan kazılarda, döşeme taşlarının 70 santimetre altında, tarihi dergahın duvarları, zemin döşeme yapıları ve tarihi mezar taşlarına ulaşıldı. Kazı tamamlandığında, bütün dergâh binasının yapı izlerine ulaşılmış ve bu yapının nasıl bir yapı olduğu, bilimsel olarak ortaya çıkarılmış olacak. Daha sonra ise dergahın rekonstrüksiyon projesinin inşasının gerçekleştirilmesi planlanıyor.

19. YÜZYILIN BAŞINDA BİR YIKIMA KONU OLDU

Karyağdı Baba Tepesi'nin Eyüpsultan bölgesindeki en önemli noktalardan biri olduğunu kaydeden İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, "Karyağdı Baba tepesindeyiz. Kerametinden ötürü Karyağdı Baba'ya atfedilen bir makam burası. Hemen ön tarafta kendi adına yapılmış türbesi var. İnsanlar hala buraya gönül bağlılığıyla gelir, ziyaret ederler. Eyüp bölgesinin en önemli, kutsal noktalarından birisi burası. Tarihi boyunca bazı Horasan evliyalarının makamları vardı, bu da onlardan birisi. 16.Yüzyıla kadar gittiği tahmin edilen bir ilk kuruluş dönemi var. Eyüpsultan'ın Karyağdı Baba tepesinde, tam bu noktada kurulmuş bir Bektaşi Dergâhı burası. Tarihe karşı pek direnemedi Karyağdı Baba Dergahı. 19. Yüzyılın başında bir yıkıma konu oldu. İkinci Mahmut'un Vaka-i Hayriye olarak adlandırılan olay sırasında yıkılmıştı. Ardından tekrar geçtiğimiz iki yüzyılın sonunda, 19. Yüzyılın sonlarına doğru inşa edildi. Bugün eski dergâhtan yalnızca selamlık dediğimiz, eski şeyhin ailesi ile yaşadığı ev kaldı. Fakat dergâh daha büyüktü. Etrafında, Eyüp Mezarlığı'nı da alan bir alandı ve mezarların ortasında kalıyordu. Büyük bir nekropol alanı(mezarlık alanı) olarak düşünmemiz gereken bir yer burası. Bütün bu mezarların, mezar taşlarının iç içe olduğu bir tekke. Tarihi olarak, İstanbul'un kimliğinde bu tür tekke dergâhların karakterini yansıtır. Klasik bir Osmanlı Konağı, hemen yanında da bir Harem ve Selamlık bölümünü içerir. Tabii burada bir meydan olması gerekiyordu. Ve ek binalar. Bunların tamamı, tarihe dayanamadı ve bugüne ulaşamadılar" diye konuştu.

DÖŞEME KOTUNUN ALTINDA KALMIŞ BİR ARKEOLOJİK ALAN

Son yüzyıl içinde tekkenin çok iyi bilindiğini ve ziyaret edildiğini anlatan Polat, yapının tarihi izlerinin zamanla yok olduğunu anlattı. Polat, "Tarihçiler tarafından iyi çalışılmış bir tekkedir. Fakat zaman zaman, bazı tarihi izlerinin aşama aşama yok olduğunu biliyoruz. Ve günümüze, şimdi arkamızda bulunan döşeme kotunun altında kalmış bir arkeolojik alan olarak ulaştı. Yani bir çeşit İstanbul kültür ve tasavvuf arkeolojisinin alanı burası. Karyağdı Baba Tekkesi'nin esas Selamlık Binasının yanında, ek olarak yapılan diğer binaların olduğunu biliyoruz. Fakat bugüne ulaşamamış yapılar bunlar. Tam bu noktada, o yapıların kendileri vardı bir zaman. Bizim için anlamlı bir çalışmaydı çünkü Arkeoloji Müzeleri'nin denetiminde yapılmış bir kazı burası. 70 santimetreye kadar indikten sonra karşımıza tarihi dergahın duvarları, zemin döşeme yapıları çıkmaya başladı. Hemen yan taraftaki binanın bitişiğinde başlayan yapı izleriydi bunlar. Tamamlandığında bütün dergâh binasının yapı izlerine ulaşmış olacağız ve bu yapının nasıl bir yapı olduğunu bilimsel olarak ortaya çıkartmış olacağız" diye konuştu.

TARİHİ MEZAR TAŞLARI DA BULUNDU

Bununla beraber kazı alanında tarihi mezarların mezar taşlarının da çıktığını ifade eden Polat, "Şu an adımımızı attığımız her yerin bu manevi ortamın etkisi altında ve tekkenin hemen etrafına defnedilen gönül bağlıları tarafından mezarların çıkacağını biliyorduk ve bunlara ulaştık. İstanbul'un tasavvuf ve kültürel ortamları için Eyüp çok değerli bir yer. Eyüp'te her türlü tarikat yapılarının olduğunu biliyoruz. İstanbul Kültürü için tarikatlar çok önemli. Bu aşamadan sonra kazıyı devam ettirip yapının temel izlerine ulaşacağız. Ve bu temel izleri sayesinde yapının rekonstrüksiyon projesini elde edeceğiz ve burada İstanbul için bu çok değerli tekkenin tekrar rekonstrüksiyon projesinin inşasını gerçekleştireceğiz. bu noktadaki mezar taşlarını da ortaya çıkarırsak tekrar dikerek, bu alanı eski saygınlığına uygun şekilde düzenleyerek, bu alanın eski kutsiyetini koruyacağız" dedi.

YAPI ÇEVRESİNDEKİ DUVARLARDA TARİHİ MEZAR TAŞLARI KULLANILMIŞ

Mahir Polat, şunları söyledi: "Yapı çevresinde gördüğünüz duvarlar, sonraki dönemlerde insanların dar imkanları ile elde ettikleri yapı elemanların tamamına yakından bakarsanız, buradaki tarihi mezar taşlarının kırıkları ile yapılmış duvarlar. Bu restorasyon sürecinde o duvarları da açarak, o mezar taşlarını da tekrar kurtararak bu şekilde bir restorasyon da gerçekleştireceğiz. Buradaki tekke, neredeyse Eyüp'teki mezarlıklarla tam hemhal olmuş durumda. Tekkenin duvarı olarak gördüğünüz şey aslında buradaki mezar taşlarının üst üste dizilmiş halleri. Bu açıdan da İstanbul'un tarihi kimliğine, kent ve tasavvuf kültürüne çok uygun bir alan. Bu yapı duvarlarının tamamında oluşturulmuş kat kat mezar taşlarının kendisi, Eyüp tarihi mezarlıklarının içinde olduğumuzu bize hatırlatıyor. Bunların tamamının toparlanması, derlenip düzenlenmesi ve restore edilmesi gerekiyor. ilginç bir restorasyon alanı, özellikle manevi yönden yüksek bir alan"

Görüntü Dökümü:

-------------

/GÖRÜNTÜLER İKİ PARÇA GEÇİLDİ///

-Alanın havadan görüntüleri

-Kaza alanından görüntüler

-Çalışmalardan detaylar

-Muhabir anonsları

-Polat'ın açıklaması

-Detaylar

==================

5- DEV GEMİ İSTANBUL BOĞAZI'NDAN GEÇTİ

'CMA CGM Lisa Marie" isimli dev konteyner gemisi İstanbul Boğazı'ndan geçerek Karadeniz'e açıldı. Konteyner gemisinin boğaz geçişine Kurtarma 12 römorkörü de eşlik etti. "CMA CGM Lisa Marie" adlı konteyner gemisi saat 10.00 sıralarında Marmara Denizi'nden İstanbul Boğazı'na giriş yaptı. 300 metre uzunluğunda ve 49 metre genişliğindeki dev geminin boğaz geçişine Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne bağlı Kurtarma 12 römorkörü de eşlik etti.

3 FUTBOL SAHASI UZUNLUĞUNDA

Yaklaşık 3 futbol sahası uzunluğundaki gemi 1,5 saatte boğaz geçişini tamamlayarak Romanya'nın Köstence Limanı'na gitmek için Karadeniz'e açıldı.

Görüntü Dökümü

-----------------

-Dev gemiden genel ve yakın detaylar

-Geminin FSM Köprüsü altından geçişi

-Geminin boğazda manevra yapması

-Kurtarma römorköründen detay görüntü

-Genel ve yakın detaylar

=====================

(ÖZEL)

6- YOLUN KARŞISINA GEÇMEYE ÇALIŞAN YAŞLI ADAMA OTOMOBİL ÇARPTI: KAZA ANI GÜVENLİK KAMERASINDA

ARNAVUTKÖY'de caddenin karşısına geçmeye çalışan 78 yaşındaki adam, bir otomobilin çarpması sonucu feci şekilde can verdi. Talihsiz adama çarpan otomobilin Ürdün asıllı sürücüsünün serbest bırakılmasına tepki gösteren yaşlı adamın kızı, "Adalet istiyoruz" dedi. Kaza anı güvenlik kamerasına yansıdı.

Arnavutköy Hadımköy Mahallesi'nde 5 Mart tarihinde meydana gelen kazada 78 yaşındaki Cebrail Kuşbay, caddenin karşısına geçmeye çalışırken Ürdün asıllı Qusad Majed Murshed Alsharif yönetimindeki 29 RP 383 plakalı otomobilin çarpması sonucu 20 metre sürüklendi. Kaza anının güvenlik kameraları tarafından da kaydedildiği kaza sonrası talihsiz adam olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Cebrail Kuşbay, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Kaza sonrası gözaltına alınan otomobil sürücüsünün daha sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını söyleyen Cebrail Kuşbay'ın kızı Remziye Kuşbay, "Adalet istiyoruz" diyerek, babasının ölümüne neden olan araç sürücüsünün serbest bırakılmasına tepki gösterdi.

Görüntü Dökümü

----------------

-Kaza anı güvenlik kamerası görüntüsü

-Remziye Kuşbay ile röp.

-Nuran Kadirhan ile röp.

-Ramazan Koçhan ile röp.

-Kaza yerinden görüntüler

-Kazada ölen Cebrail Kuşbay'ın vesikalık fotoğrafı

=====================

7- ÖZER: SAĞLIK NEFERLERİ BİR YILDIR 14 MART'IN RUHUNA UYGUN BİR MÜCADELE VERDİ

SAĞLIK çalışanlarının işgalci güçlere baş kaldırdığı 1919'dan bu yana her yıl tıp bayramı olarak kutlanan 14 Mart'ın anlamı sağlık çalışanları için bu yıl çok daha başka oldu. Pandeminin başından bu yana evde vaka takibinden aşılamaya, gebe izleminden hasta muayenelerine ve hatta kovid danışma merkezi gibi halkı bilgilendirme görevine dek bu yılı ciddi bir yükle geçirdiklerini söyleyen Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası Başkanı Dr. Gürsel Özer, Kovid nedeniyle can kayıpları, sağlıkta şiddet olayları gibi birçok sebeple, artık siyah forma ile hizmetlerinin başında olacaklarını söyledi.

Gebe, bebek izlemleri, aşılamalar, okul taramaları ile koruyucu hekimliğin sahadaki en önemli adreslerinden biri olan aile hekimlikleri, bu yıl salgınla mücadelede kritik cephelerden biri olarak hizmet verdi. Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası Başkanı (AHESEN) Başkanı Dr. Gürsel Özer, "Bu yıl gerçekten 14 Mart ruhuna çok uygun bir tıp bayramı yaşıyoruz. 14 Mart neden doğdu? İşgal yıllarında, 14 Mart 1919'da işgal orduları Türkiye'nin tek tıp fakültesi olan binaya girdiler ve fakülteden öğrencileri çıkarmaya çalıştılar. Tıp öğrencilerinin üstünden üniformaları alındı, geceliklerle ders yaptılar. Bu insanlar örneğin Balkan Savaşı'ndan sonra hiç mezun vermemişlerdi. Tıp öğrencileri, tıp fakültesinin 14 Mart 1827 yılında kurulmasını gerekçe göstererek işgal kuvvetlerinden toplanabilmek için izin istediler. 3 öğrenciden fazlası bir araya gelemiyordu. Onları yanılttılar ve bir araya gelerek büyük bir salonda toplanıp işgali protesto gösterisine dönüştürdüler. Bir mücadelenin başlangıcının kıvılcımlarından biri de bu olaydı. Bugüne baktığımızda ise şu anda bütün dünya pandemi ile savaşıyor. Bu seneki Tıp Bayramı da bence işte o mücadele ruhu ile örtüşüyor" dedi.

"BU KEZ İŞGAL ORDUSU DEĞİL, VİRÜSLE SAVAŞIYORUZ"

Bu sefer işgal orduları değil, görünmeyen bir mikroorganizma ile savaştıklarını hatırlatan Dr. Özer, pandemi boyunca sağlık ocağı olarak bilinen Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) üzerindeki mücadele yükünü şu şekilde özetledi: "Bu da maalesef çok ölümcül sonuçlar doğuran bir düşmandı. Bu yıl tıp bayramının, bu mücadele, azmin ve kararlılığın devamı anlamında çok daha değerli olduğunu düşünüyorum. Pandemide ASM'ler olarak bizler de yeni uygulamalar yaptık, ASM'lere giriş çıkışları düzenledik, eskiden herkes istediği gibi gelip gidiyordu, kurallar getirdik ve randevu sistemini özendirmeye çalıştık. Hijyen, korunma ve mesafe kurallarını halkımıza öğretmeye çalıştık"

SALGININ SAHADAKİ DESTEK KUVVETLERİ OLDULAR

Pandemiden önce ASM'lerde yapılmayan pekçok uygulamanın da salgın nedeniyle kendilerine yönlendirildiğine işaret eden Özer, "Örneğin okul aşılamaları eskiden üç yıl boyunca okullarda yapılıyordu. Bu yıl biz, üstelik bu üç seneyi bir yıla sığdırmaya çalışarak, okul aşılamalarını ASM'lerimizde gerçekleştirdik. Ayrıca salgınla beraber erişkin aşılamaları da ön plana çıktı. Örneğin zatürre aşısı, inanılmaz yığılmalara neden oldu. Bunları da ASM'ler gerçekleştirdi. Hastanelerde polikliniklerin kapandığı dönemlerde, muayeneler de bir dönem ASM'lerimize yansıdı. Özellikle pandeminin ilk dönemlerinde, 14 gün süreyle hastaların telefonla aranması ile sahadaki vaka takibi işini de ASM çalışanları olarak bizler yürüttük. Çok da basit değil, ciddi bir mesai alıyordu. 2 dakikada telefonu kapatamıyorsunuz çünkü. Yine ilk dönemlerde hastalık bilinmiyordu, insanlar çok endişeli ve tedirgindi. İnsanlar bize gelip neler yapması gerektiğini sordu sürekli" diye konuştu.

"EK ÖDEME İSTEMİYORUZ HAK EDİŞ KAYIPLARIMIZ VERİLSİN YETER"

Halen devam eden Kovid aşılamalarının da yüzde 60'ının ASM'lerde yapıldığında da işaret eden Özer, "Üstelik biz sadece mesai saatleri içinde çalıştığımız ve hafta sonları kapalı olduğumuz halde, insanlar hastanelerden ziyade ASM'leri tercih etti. Bu da şunu gösteriyor, aşılamada vatandaşlarımız bize güveniyor. Biz çok şey yaptık pandemi sürecinde, yapmaya da devam edeceğiz. Pandemi mücadelesinde bizler herhangi bir ek ödeme istemedik, istemiyoruz da. Bizim tek isteğimiz var, yıllar içinde süregelen hak ediş kayıplarımızın yerine konması. Bu hak ediş kayıplarımız yerine konuluncaya kadar da siyah formalarımızla hizmet vermeye, işimizin gereğini en iyi şekilde yapmaya devam edeceğiz" diyerek sözlerini noktaladı.

Görüntü dökümü:

-----------

Dr. Gürsel Özer röp

ASM bebek aşılaması, hasta muayeneleri, erişkin Kovid aşılamalası genel ve detay görüntüler

Siyah formalarla görevlerinin başındaki sağlık çalışanlarından genel ve detay görüntüler

====================

8- VALİ YERLİKAYA'DAN 14 MART TIP BAYRAMI MESAJI: SİZLER BİZİM KAHRAMANLARIMIZSINIZ

İSTANBUL Valisi Ali Yerlikaya sosyal medyadan yaptığı paylaşımla sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramını kutladı. Yerlikaya mesajında, "Kısa bir süre giydiğim bu kıyafetin içinde nefes almakta bile zorlandım. Oysa sağlık ordumuz bu kıyafetlerin içinde yüksek risk altında saatlerce çalışıyor, hayat kurtarıyor, bizlerin sağlığı için büyük fedakârlıklara katlanıyorlar" ifadelerini kullandı.

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, sağlık çalışanlarını 14 Mart Tıp Bayramı'nı sosyal medyadan paylaştığı video mesajla kutladı. Koronavirüsle mücadelede büyük bir özveri gösteren sağlık çalışanlarının gününü kutlayan Vali Yerlikaya, "Sizler bizim kahramanlarımızsınız. İyi ki varsınız… 14 Mart Tıp Bayramınızı gönülden kutluyorum." dedi. Sağlık çalışanlarının giydiği kıyafeti kısa bir süre giydiğinde nefes almakta bile zorlandığını dile getiren Vali Yerlikaya'nın Tıp Bayramı mesajı şöyle: "Kıymetli Hemşerilerim, biraz önce Cerrahpaşa Tıp Fakültesi yoğun bakım ünitesinde yatan hastalarımızı ziyaret ettim. Sağlıkla alınan bir nefesin ve Kovid-19 önlemlerinin ne kadar önemli olduğuna bir kez daha şahit oldum.

İçeride sağlık çalışanlarımız insanüstü bir gayret gösteriyorlar. Hastalarımız iyileşsin, onlardan güzel bir haber bekleyen yakınlarının yüzü gülsün diye. Kısa bir süre giydiğim bu kıyafetin içinde nefes almakta bile zorlandım. Oysa sağlık ordumuz bu kıyafetlerin içinde yüksek risk altında saatlerce çalışıyor, hayat kurtarıyor, bizlerin sağlığı için büyük fedakârlıklara katlanıyorlar. Kıymetli İstanbullular, hayatımıza anlam katan birçok şeyin kıymetini, ancak yokluğunda anlıyoruz; en başta da sağlığımızın. Özellikle son bir yıldır, bir başka değerin kıymetini daha iyi anlamaya başladık. O da, doktorlarımızın, hemşirelerimizin ve tüm sağlık çalışanlarımızın. Hepsine minnettarız, Allah razı olsun. Son bir 1 yılda sadece İstanbul'da 33 sağlık çalışanımızı Kovid-19 yüzünden kaybettik. Ülke genelinde ise 29 bin 356 vatandaşımız maalesef yaşamını yitirdi. Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun. Kıymetli sağlık çalışanlarımız, hayat kurtarmak için saatlerce uykusuz nöbet tutuyorsunuz. Salgın koşullarında yavrularınızdan, ailelerinizden mahrum kalıyorsunuz. Hiçbirinizin hakkı ödenmez. Sizler bizim kahramanlarımızsınız. İyi ki varsınız… 14 Mart Tıp Bayramınızı gönülden kutluyor; bir an önce ülkemizin, İstanbul'umuzun sağlıklı günlere kavuşmasını diliyorum."

Görüntü dökümü:

-----------------------

-Vali Yerlikaya'nın paylaştığı video mesaj

=====================

9- TAKSİM CAMİİ'NDEKİ SON DURUM HAVADAN GÖRÜNTÜLENDİ

Ramazan ayında ibadete açılması beklenen Taksim Camii'ndeki son durum havadan görüntülendi.

Taksim Meydanı'nda temeli 17 Şubat 2017'de atılan camide sona yaklaşılıyor. Mimarlar Şefik Birkiye ile Selim Dalaman imzasını taşıyan yaklaşık 2 bin 482 metrekare arsa ve 16 bin 220 metrekare inşaat alanına sahip camideki çalışmalar havadan görüntülendi.

Yaklaşık iki hafta önce genel işçiliğinin yüzde 99'u tamamlandığı kaydedilen caminin ramazan ayında ibadete açılması bekleniyor.

İçinin boyanması da tamamlanan caminin çevresindeki peyzaj çalışmalarına ise devam ediliyor.

Görüntü Dökümü:

----------

-Caminin havadan görüntüleri

===========

10- ŞİŞLİ'DE İKİNCİ KATTAKİ DAİREYE TIRMANARAK GİREN HIRSIZ KAMERADA

* Şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi.

ŞİŞLİ'de bir binanın ikinci katında bulunan daireye tırmanarak girmesi güvelik kameralarınca tespit edilen hırsız yakalandı. Şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri, Şişli Mecidiyeköy Mahallesi Çağlar Sokak'ta bulunan bir evden hırsızlık ihbarı aldı. Harekete geçen ekipler, meydana gelen hırsızlık olayının şüphelisinin yakalanmasına yönelik çevrede bulunan kamera görüntülerinin inceledi. Olayı gerçekleştirenin G.E. isimli kişi olduğu tespit edildi. Polis ekipleri, şüpheli G.E.'yi önceki gün yakalayarak gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından dün adliyeye sevk edilen şüpheli G.E., tutuklanarak cezaevine gönderildi.

HIRSIZIN İKİNCİ KATA TIRMANMA ANLARI KAMERADA

Hırsızın binanın ikinci katında bulunan daireye tırmanma anı çevrede bulunan güvenlik kamerasına saniye saniye görüntülendi. Görüntülerde, Çağlar Sokak'ta bulunan binanın önüne gelen şüpheli G.E., birinci katta bulunan dairenin demir korkuluklarına tırmanarak, ikinci katın penceresine ulaşıyor. Daha sonra daireye giren şüpheli, bir süre sonra binanın dış kapısından çıkarak sokaktan ayrılması kameya yansıdı.

Görüntü dökümü:

--------------------------------

-Şüphelinin binanın ikinci katına tırmanma görüntüsü

-G.E.'nin binadan çıkış görüntüsü

-G.E.'nin adliyeye sevk için polis merkezinden çıkış görüntüsü

================

11- TERÖR ÖRGÜTÜ DHKP/C OPERASYONUNDA YAKALANAN ŞÜPHELİLER SERBEST BIRAKILDI

İSTANBUL'da terör örgütü DHKP/C'ye yönelik operasyonda gözaltına alınan 5 şüpheli, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, Sultangazi'de terör örgütü DHKP/C adına faaliyetlerde bulundukları ve yasa dışı yayınlar basarak dağıttıkları iddiasıyla gözaltına alınan 5 şüphelinin, emniyetteki işlemleri tamamlandı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler, çıkarıldıkları mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

-Operasyon İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 10 Mart'ta kentte DHKP/C adına faaliyetlerde bulunduğu ve yasa dışı yayınlar basarak dağıttığı

iddia edilen şüphelilerin yakalanması için çalışma başlatmış, Sultangazi'de bir matbaa ve bazı adreslere düzenlenen operasyonda 5 kişi gözaltına alınmıştı.

Görüntü dökümü:

------------

-Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesi

-Şüphelilerin sağlık kontrolünden geçirilmesi

DHA

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler