MANAVGAT Belediye Başkanı Şükrü Sözen, ilçede olası bir depreme karşı kent yapılaşmasında teknik önlemlerin alınmasına yönelik toplantılar zincirini sürdürüyor. Toplantılara Manavgat Belediyesi İmar ve Yapı Kontrol Müdürlüğü teknik ekipleri, jeoloji mühendisleri, mimarlar ve inşaat mühendisleri katılıyor.

Olası bir depreme karşı Manavgat'ta yapılaşma durumu, Manavgat Belediyesi'nin öncülüğünde düzenlenen toplantılar zinciriyle masaya yatırılıyor. Manavgat Belediyesi Side Ek Hizmet Binası Meclis Salonu'ndaki toplantıya, Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, Mimarlar Odası Manavgat Temsilcisi Ahmet Atcı, İnşaat Mühendisleri Odası Manavgat Temsilcisi İzzet Günaydın, Belediye Başkan Yardımcısı Hakime Yılmaz, Belediye İmar Müdürü Zafer Keçer, Belediye İmar ve Yapı Kontrol Müdürlüğü teknik ekipleri, jeoloji mühendisleri ve uzmanlar katıldı. Toplantıda, 6 Şubat tarihinde meydana gelen büyük deprem felaketi sonrasında Manavgat'ta yapılaşmada alınacak yeni önlemlerle ilgili sunumlar yapılarak, paylaşımlarda bulunuldu.

'HİÇ BİR ŞEY İÇİN GEÇ DEĞİL'

Toplantıda ilk olarak söz alan Belediye Başkanı Şükrü Sözen, her şeyin bilimin ve tekniğin ışığında, ortak akılla yapılması gerektiğine inandığını belirterek, "Her şeyin bilimin, tekniğin, ilimin ışığında yapılması gerektiğine inanıyoruz. Manavgat'ta hiçbir şey için geç değil. Sağlıklı bir tespit ve yol haritasıyla beraberce, paydaş olarak, alan tespiti yaparak, bu süreci başlatmak mecburiyetimiz var. Eksikliklerimizi, zafiyetlerimizi ortaya koyarak çalışmalıyız. İlerleyen süreçte sektörün diğer paydaşlarını da davet ederek, biraz daha geniş kapsamlı düşünüp, sorumluluğu herkese vermek gerektiğini düşünüyorum" dedi.

SÖZEN: DERS ALMALIYIZ

Manavgat'ın 2. derece deprem kuşağında olduğunu vurgulayan Başkan Sözen, olası bir depreme hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi. Başkan Sözen, şöyle dedi:

"Ülkemiz sürekli doğal afetlerin yaşandığı bir ülke. Bu yüzden sürekli tetikte olmamız gerekmekte. 6 Şubat'ta 11 ilimizde büyük ölçekte kayıplar yaşadık. O büyük acıyı yerinde gördükten sonra her şeye bakış açımız değişti. Değişmelidir de. Temsil ettiğimiz noktaların sorumluluklarını, eksiklerimizi yeniden değerlendirmemiz gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Sizlerin de bizlerin de çalışma süreçlerine zorluk gerektiren faktörler olduğunu biliyoruz. Bunları birlikte değerlendirmemiz gerekiyor. Bilimin ışığında hazırlanmadığını bildiğimiz bir imar barışı sürecini de hep birlikte yaşadık. Bu süreçlerin doğru yönetilemediğine dair kaygılarımız var.

Yerel ölçekte bunları ne kadar minimize edebilirizi tartışmak gerekir. Sizin gibi uzman insanlarla konuşmanın faydası olacağına inanıyorum. Bazı konuların ders niteliğinde olması gerektiğine inanıyoruz. Biz de bir yangın süreci atlattık. Yangında uzman insanları davet edelim, nerede eksik yaptık, önümüze çıkacak yeni krizlere nasıl hazırlıklı oluruz, çalıştaylarla belirleyelim, raporlayalım dedik. Ama olmadı. Yönetmeliklerle ilgili sıkıntılarımız da var.

99 deprem yönetmeliği öncesi ve sonrası olarak süreci ikiye ayırarak tartışmanın da yararlı olacağına inanıyorum. Kurumların eksikleri yok mu illa ki var. Mevzuattan kaynaklanan, yetişememekten kaynaklanan eksiklerimiz olabiliyor. Ama sistemin de bizi sıkıntıya soktuğu yerler oluyor. İmar affı gibi. Ayrıca bir kenti inşa eden müteahhitlik sektörü, imalat sektörüdür. Bu sektörlerin sağlıklı olup olmadığı bile tartışılması gerekir diye düşünüyorum. Bu hassas konuya paydaş olmanız bizim için çok önemli. Emekleriniz, katkılarınız için şimdiden çok teşekkür ediyorum."