ANTALYA Ticaret ve Sanayi Odası'nın (ATSO) kuruluşunun 141'inci yıl dönümü, mecliste düzenlenen törenle kutlandı.

ATSO meclis toplantı salonunda gerçekleştirilen törende, Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar'ın göreve başladıktan sonraki 6 aylık süreçte yapılan çalışmalar sinevizyon gösterimiyle anlatıldı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun görüntülü mesajı yayımlandı. Törende konuşan ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk, oda kuruluşundan 141'inci yılına ve emeği geçen herkese teşekkür etti. Öztürk, "Ticaret ve sanayi odaları büyük iş insanı ile küçük esnafı ülkenin ortak menfaatlerinde buluşturan kurumlardır.

Bu bağlamda söz konusu birlikteliğin sağlanmasında odaların önemi büyüktür. Aksi takdirde sektörler kendi menfaatleri peşinde bölünmüş özel sektör ile ülkemizin ekonomik sosyal istikrarını korumamız mümkün olmaz. Odamızdan dönem dönem başarılı siyaset adamları çıkmıştır. Ama bu durum odamızın her türlü faaliyetlerine ve söylemlerine siyasetin dışında herkese aynı mesafede duruş sergilemesine mani olmamıştır. Odamız bu geleneği bu güne kadar korumuştur. Bundan sonra da koruyacağına inanıyorum" dedi.

ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar ise "141. yıl dönümümüz vesilesiyle ATSO ailesinin her bir ferdini kutluyorum. ATSO ailesi dediğimizde aslında 58 bin üyemizle birlikte onların aileleri, çocukları, çalışanları da odamızın sorumluluğunu hissettiği büyük aileyi oluşturmaktadır. Bu büyük ailemizin her üyesine nice başarı, birliktelik, refah ve mutluluk dolu yıllar diliyorum" diye konuştu.

Antalya'nın şirket kuruluşu, yabancı yerleşimi, inşaat sektörü, mevduat büyüklüğü gibi çeşitli alanlarda Türkiye'nin dördüncü, bazı alanlarda üçüncü ili konumuna yükseldiğini vurgulayan Bahar, ATSO'nun hedeflerinden bahsetti. Bahar, "Antalya OSB'de çevreci yatırımlarımızla, teknik kolejimizle, teknoparkımızla bu yeni modelin bir örneğini oluşturmaya başladık. Bizim modelimizin bir üst versiyonu olan teknoloji şehirlerine geçerek ilerlemeliyiz. Bu sürecin kolay olmayacağı, topyekün bir çaba, ciddi bir finansman gerektireceği ortadadır. Dünya ekonomisinde ve Türkiye ekonomisinde risklerin ve finansal sorunların arttığı bir dönemdeyiz. Depremin maliyeti, EYT maliyeti, bunların enflasyon, bütçe ve cari açık etkisi şu anda gündemde olmasa da önümüzdeki aylarda çok daha fazla konuşulacaktır. Hem bu sorunları çözmek hem de gerekli yatırımları yapmak için dünya finansmanı ile barışık olmalıyız. Türkiye bunu yapabilecek güçtedir, ama bunun için milli birlikle, bilimsel planlamayla, teknoloji şehri gibi yeni modellerle ilerlemeliyiz" dedi.

Dünya ekonomisinin yeniden şekillendiğini ve yakın gelecekte yapay zekanın işleri, meslekleri, şehirleri dönüştüreceğine değinen Bahar, şunları söyledi:

"Bu dönüşümü, teknoloji ve çevre faktörünü dikkate alan ortak vizyonumuzu, hedeflerimizi ve eylem planlarımızı birlikte belirlemeliyiz. Kentsel dönüşüm, konut ve kira sorunu, imar planlaması, toplu konut ve toplu iş yerleri sorunlarını ivedi biçimde ortak akılla ele almalı ve çözüme kavuşana dek takipçisi olmalıyız. Kentsel dönüşümün dikey mimari ile değil yatay mimari yapıda ele alınması gerektiği farklı gruplar tarafından ifade edilmektedir. Sadece bina olarak tek başına düşünülmemelidir. Toplumsal, kültürel değişim ile sürdürülebilir çevre politikalarını da birlikte ele alarak akıllı şehirler oluşturulmalıdır."

'İMAR PLANLARI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ'

İmar planlarının 20-39 yıllık bir vizyonla çevre risklerini, sanayi ve ticaret ihtiyaçlarını, lojistik-ulaşım ihtiyaçlarını dikkate alarak gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Bahar, "Antalya'da Türkiye'ye örnek olacak, konut sorununu, kira sorununu çözecek çevreci kentsel dönüşüm modeli başlatmalıyız. Serbest bölgemiz ve sanayimiz için yeni genişleme alanını teknoloji şehri gibi, sosyal alan ve konut alanıyla birlikte, çalışanlarımızın barınma sorununu çözecek şekilde kurmalıyız. Tarım alanlarını ve su kaynaklarını korumalı, altyapısı olmayan, yeterli yeşil alanı, sosyal alanı, ticaret alanı olmayan yerleri yapılaşmaya açmamalıyız. Ulaştırma projelerimizin gerçekleşmesi için birlikte çalışmalıyız. İhtisas ticaret merkezleriyle ticaret sektörümüzün plansızlığını, dağınıklığını aşarak ticaret sektörüne hak ettiği gücü kazandırmalıyız" diye konuştu.

Antalya'nın, bilimin ışığında yürüyen, bütün kurumların demokratik, katılımcı, şeffaf ve birlikte çalıştığı, ortaklaşma kültürünü geliştiren, yenilikçi, insana ve doğaya saygıya önem veren kent kültürüne kavuşturulması gerektiğini dile getiren Bahar, "Antalya ekonomisi, sanayisi, turizmi, tarımı, ticareti, kültür ekonomisi ve teknoloji alanlarıyla birlikte 6 motorlu bir uçak olmalıdır. Sağlık turizmi, kültür turizmi, tıp teknolojisi, biyoteknoloji, yazılım, yapay zeka, tarım teknolojileriyle Antalya ekonomisi, iklim değişikliği ve afetlere dirençli, tamamen dijital ve akıllı, üreticisi ve çalışanlarıyla mutlu, güvenli bir rotada hızla ilerlemelidir" dedi.

ATSO'nun önceki dönem başkanlarından Çetin Osman Budak da şunları söyledi:

"Antalya ekonomik anlamda 5'inci sırada fakat Antalya'da kazananlar vergilerini Antalya'da ödeseler 4'üncü sırada olacaktı. Antalya'da kazananların birçoğunun merkezi maalesef İstanbul ve diğer illerde. Bu yönde düzenleme olmalı. Antalya'nın hızlı trenle Anadolu'ya bağlanması Antalya'nın zenginliğini Anadolu'ya taşımak için istenen projelerdir. Karayoluyla ilgili de talepler vardı. Antalya'nın otobanlarla Anadolu'ya bağlanmasıyla Antalya daha çok zenginleşecektir."

Antalya Valisi Ersin Yazıcı ise şöyle konuştu:

"Bu şehir dünyada İstanbul'dan sonra Türkiye'nin en çok bilinen şehri. Bu şehrin güzelliğini daimi ve sürdürebilir hale getirmek için bu ağır sorumluluğu taşıyan insanlardan bazıları burada. Bu sorumluluk bilinciyle Cumhuriyetin 100'üncü yılını tamamlayacak, Avrupa'nın Süper Ligi'nde olacak ülkemizi hedeflerine taşıyacak illerin başında geliyoruz. Bu şehrin sanayicisi, ticaret erbabı, en küçük esnafından en büyük şirketine, herkesin bu sorumlulukla hareket ettiğine şahidim. Bu şehir, tarım, turizmde ve bağlantılı sektörlerde dünya standardında hizmet, mal üretmeye devam ediyor. 31 yıllık mülki amirim. Burada, tarımın Türkiye'nin çok önünde olmasından çok mutluyum. Ağır sorumlulukları olan, Türkiye'nin turizm sorumluluğunu taşıyan kentiz. Başta turizm olmak üzere bu önderliğimizi kaybetmeden teknoloji bilimi kullanarak her alanda yolumuza devam edelim."